22 Ocak 2008 Salı

Sigara en önemli kanser nedeni

Sigara en önemli kanser nedeni
Kanser nedeniyle gerçekleşen ölümlerin yaklaşık yarısının sigara kullanımına bağlı olduğunu bildirildi.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kazım Uygun, yaptığı açıklamada, hücrenin kontrol dışı çoğalması olan kanserin ilk çağlardan beri insanoğlunun yaşam kalitesini düşürdüğünü ve yaşam süresini kısalttığını söyledi. Kanserli hastalarda hücrenin, canlının zararına çoğaldığını, organların işlevlerini yapmalarını engellediğini ifade eden Uygun, hemen her organda görülebilen kanserin yüzlerce çeşidi bulunduğunu, bunların yüzde 50'sini meme, akciğer, sindirim sistemi kanserlerinin oluşturduğunu bildirdi.


Sigara en önemli kanser etkeni

Kansere neden olan faktörlerin, kanser çeşidine göre değişiklik
gösterdiğini, insan ömrünün uzamasına paralel olarak kansere yakalanma olasılığının arttığını ifade eden Uygun, kanser hastalıklarında en belirgin etkenin sigara kullanımı olduğunu, bununla birlikte beslenme ve sanayinin sebep olduğu çevre kirliliğinin de riski artıran önemli faktörler arasında yer aldığını dile getirdi. Yaş ilerledikçe kanser riskinin artığını belirten Uygun, "Kadınlarda
meme ve üreme organlarına ait kanserler ile erkeklerde prostat ve akciğer kanserleri ileri yaşlarda daha çok görülüyor. Sigara kullanımı kanser hastalıklarının yüzde 30'luk bölümünün nedeni olarak gösteriliyor. Kanser nedeniyle gerçekleşen ölümlerin yaklaşık yarısı sigara kullanımına bağlı" dedi.

Fazla miktarda tuz da kanser etkeni

Sigara kullanımının daha çok akciğer, gırtlak, mesane, yemek borusu gibi bölgelerde oluşan kanserlere neden olduğuna dikkati çeken Uygun, kırmızı etin fazla ve posalı gıdaların az tüketilmesinin bağırsak kanseri riskini arttırdığını belirtti. Sebze ve meyvelerin iyi yıkanması gerektiğini, tarım ilaçlarının özellikle bilinçsiz kullanımının birçok kanser türü için risk faktörü olduğunu ifade eden Uygun, yine tuzun bol miktarda kullanıldığı
turşuların da kanser oluşmasında önemli olduğunu kaydetti.

Kanserin genetik özelliği

Doç. Dr. Uygun, bağırsak kanserlerinin yüzde 10, meme kanserlerinin yüzde 18-20 kadarının genetik olarak ailenin diğer bireylerine aktarılabildiğini belirtti. Böylesi bir hastalığın belirmesi durumunda ailenin diğer bireylerinin de kontrolden geçirilmesi gerektiğine işaret eden Uygun, ailesel olarak görülen hastalıkların önemli bir özelliğinin hastalarda erken yaşlarda ortaya çıkması olduğunu vurguladı.

Erken tanı hayat kurtarır

Kanserin daha çok 50 yaş üstü insanlarda görüldüğünü dile getiren Uygun, şunları söyledi: "Kanserde erken tanı hayat kurtarır. Bu yüzden özellikle 50 yaşın üzerindeki herkesin yılda bir kez kontrollerden geçmesi gerekiyor. Hastalığa göre değişen bu kontrollerde mesela bayanların yılda bir kez mamografi yaptırmaları, cinsel olgunluğa ulaşan bayanların yılda bir kez rahim ağzı kanseri için jinekoloğa muayene olmaları gerekmektedir. Yine bağırsak kanseri için de yılda bir kez kontrolden geçilmelidir.Kanserin erken fark edilmesi ve tedaviye başlanması ile hastanın iyileşmesi daha da kolaylaşmaktadır. Yine erkeklerde görülen prostat kanseri için de 55 yaşından sonra yılda bir kez kontrol olması olası olumsuz bir durumu engellemek için yaşamsal önem taşımaktadır. Bu nedenle erken tanı hayat kurtarır ve herkesin kontrollerini geciktirmemesi, şüpheli bir durumun oluşması halinde deneyimli merkezlerde tedaviye başlamaları gerekmektedir."

''Bilimsel yöntemlerin dışına çıkmayın''

Bilimsel yöntemlerle tedavi edilmeye çalışılan kanserle ilgili çeşitli
öneriler sunan ve alanı olmayan insanların önerdikleri ilaç veya
bitkilerin faydası olmayacağını vurgulayan Doç. Dr. Uygun şunları kaydetti: "Maalesef tedavisine tam anlamıyla çözüm olmayan durumlarda hastalar, umut tüccarlarının eline düşüyorlar. Maddi ve manevi anlamda kayba uğrayan hasta yine bize geliyor ve aslında bıraktığından daha olumsuz bir şekilde dönüyor. Bu yüzden hasta ve yakınlarının bu konuya özellikle dikkat etmesi gerekiyor. Hastalığın tedavisi kadar kontrolü de önem taşıyor."

0 yorum: