7 Ocak 2010 Perşembe

PELVİK İNFLAMATUR,GENİTAL ORGANLARDA İNFEKSİYON


Erken yaşta cinsel temas ve çok eşlilik Türkiye’de cinsel hastalıkları artırdı...

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Faruk Buyru, cinsel yolla bulaşan hastalıkların en önemli sonucunun kadının üst genital organlarında oluşan infeksiyon, yani “Pelvik inflamatuar hastalık” olduğunu söylüyor. Prof Buyru,cinsel aktif kadınların yüzde birinin bu infeksiyondan muzdarip olduğunu kaydediyor.


Prof. Buyru , Pelvik inflamatuar hastalığa yol açan risk faktörlerini ise şöyle sıralıyor :

  • Mevcut cinsel temasla bulaşan hastalık
  • Daha önce geçirilmiş infeksiyon,
  • Erken yaşta cinsel temas,
  • Çok sayıda partner,
  • Alkol kullanımı,

Prof .Dr. Buyru, pelvik inflamatuar hastalık durumunda , cinsel organda ağrı, ateş, sırt ağrısı,cinsel ilişkide ağrı,bulantı-kusma, akıntı-koku-kaşıntı gibi belirtilerinin meydana geldiğini kaydediyor.

Prof.Dr.Buyru, bu infeksiyonunun bırakacağı sekelleri ise şöyle sıralıyor.

  • Kronik pelvik ağrı % 15
  • Dış gebelik % 5
  • Kısırlık % 10
  • İnfeksiyonun tekrarı % 25

Pelvik inflamatuar hastalığının tekrarlayabilen bir hastalık olduğunu kaydeden Prof.Dr Faruk Buyru, ilk görüldüğünde kısırlığa yola açma oranının yüzde 8, ikinci tekrarında yüzde 20, 3 ya da daha fazla geçirilmiş bir infeksiyonda yüzde %40’a çıktığını vurguluyor!

Cinsel yolla bulasan hastalıkların pek çok nedeni olduğuna dikkat çeken Prof. Buyru, bu hastalıklarda birden fazla mikroorganizmanın birlikte rol oynadığını belirtiyor.

“Günümüzde en sık rastlanan etken Chlamydia infeskiyonu. Erkeklerde infeksiyon idrar yaparken yanmaya neden olurken kadınlarda hafif akıntı en sık rastlanan belirti. Infeksiyonun vaginadan rahim ve tubaya yayılması kısa ve uzun dönemde bazı önemli sonuçlara yol açabiliyor. Kısa dönemde yüksek ateş, kasık ve bel ağrısı ortaya çıkarken, infeksiyon tam tedavi edilmezse tüplerde kalıcı hasar yaparak kısırlık ve dış gebelik riskini arttırıyor. Geçirilen infeksiyon sayısı arttıkça bu risk artışı da belirginleşiyor.”

Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için mutlaka prezervatif kullanmak gerektiğini kaydeden Prof.Dr.Faruk Buyru, söz konusu hastalıklarda eskiden bel soğukluğu (gonore) ilk sırada yer alırken bugün daha çok Chlamydia infeksiyonuna rastlandığını belirtiyor.

Prof. Dr. Buyru, bu infeksiyonun sık görüldüğü gelişmiş ülkelerde 25 yaş altındaki kadınların Chlamydia yönünden taranmasının önerildiğini kaydediyor.

Prof.Dr.Faruk Buyru, Türkiye’de de erken yaşta cinsel temas ve çok eşliliğin artması ile birlikte giderek daha fazla Chlamydia infeksiyonuna rastlandığının altını çiziyor!

(ntvmsnbc)

HAMİLELİKTE HAPŞIRMAK BEBEĞE ZARAR VERİR Mİ


Hamileler, sakın hapşırığınızı tutmayın. Hamilelik döneminde tutulan hapşırık ölümlere kadar yolaçabiliyor. Doktorların uyarına kulak verin....

ANKARA Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İlkkan Dünder, hamileleri "hapşırığınızı tutmayın" diye uyardı.

Hapşırık tutulduğu taktirde karın içi basınçta belli oranda artış olacağını söyleyen Dünder, şöyle dedi:
"BU durumda fetus dışındaki sıvıyı tutan zar yırtılabilir. Suyun boşalması sonucu erken doğum, hatta bebek ve anne ölümüne kadar her türlü komplikasyon yaşanabilir."

Bursa'da da, 4 aylık hamileyken hapşırığını tutup komaya giren bir bayan, bir süre sonra can vermişti.

(milliyet)

YAĞLI CİLDE NEMLENDİRİCİNİN VERDİĞİ ZARARLAR


Derisi yağlı olan kadınların kullandığı nemlendiriciler, deride ''kozmetik akne'' ve ''seboreik egazama''ya neden oluyor.

Dokuz Eylül Üniversitesi (DÜE) Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay Avcı, özellikle kadınların çok fazla nemlendirici kullandığını, oysa sadece derisi kuru olan kadınların nemlendirici sürmesi gerektiğini söyledi.

Kozmetik dünyasının kadınları nemlendirici kullanımları konusunda ''bombardımana'' tuttuğunu öne süren Prof. Dr. Avcı, şunları kaydetti:

''Kozmetik, normal olan yapıyı daha da iyileştirmek içindir. Ama kişinin deri yapısının özelliklerine dikkat edilmezse o kozmetik madde hastalığa neden oluyor. (Nemlendirici sürmezseniz cildiniz kırışır) gibi yanlış bir izlenim uyandırılmış. Böyle bir şey yok. Tamamen yanlış. Deride kırışıklıkla hiç alakası yok. Kırışıklık, derinin alt katmanlarında bağ dokusunda meydana gelen bir takım değişiklikler sonucu olur.''

Prof. Dr. Avcı, ''Ama kozmetik dünyası öyle bir bombardıman yapmış ki, deri kuruluğu varsa sanki kırışıklık gelişir. Hiç alakası yok. Derisi kuru olan insanlar nemlendirici kullansın. Ama derisi yağlı olsun olmasın tüm hanımlar alıyor nemlendiricileri. Derisi yağlı olan bayanlar nemlendiricileri kullandıklarında derilerinde aylar, yıllar sonra sivilceler gelişiyor. Bunun tedavisi de oldukça zorluklar gösteriyor. Biz buna (kozmetik akne) diyoruz'' diye konuştu.

DERİNİN YAĞLILIĞI
Ergenlik dönemindeki sivilceleri olan genç kızlar kadar gelişigüzel nemlendirici kullandığı için sivilceleri olan 45-50 yaşlarındaki kadınların da hastaneye geldiğini dile getiren Prof. Dr. Avcı, şu bilgiyi verdi:

''Bu nemlendiriciler, kadınlarda özellikle kış aylarında şiddetlenen seboreik egzamaya da neden oluyor. Bir kişinin saçları çok yağlanıyorsa, yüzü parlaksa, gözenekleri genişse derisi yağlı demektir. Bu kişiler, asla nemlendirici sürmemelidir. Yüzlerinin çene gibi belli yerlerinde kuruma oluyorsa sadece o bölgeye sürsünler.''


(milliyet)

BASİT HİLELERLE GÜZEL GÖRÜNÜN


Kalçanız büyük, göğsünüz küçük, bacaklarınız kalın olmuş ne gam. Yeter ki doğru giyinmeyi bilin. İşte, Dilek Hanif'ten giyim hileleri, önerileri..

Kadınlar daha güzel, zarif ve çekici görünmek için çeşitli giyim hilelerine başvurabiliyor. Tekstil piyasasanın sağladığı olanaklar, doğru giyinmeyle birleşince ortaya afeti devranlar çıkıyor. Hülya Avşar ve Nilüfer gibi ünlülerin modacısı Dilek Hanif, gerektiğinde bu tür hilelere başvurduklarını belirterek, "Bilinçli giyinirseniz, kusurlarınızı yüzde 70 oranında yok edebilirsiniz" dedi ve şu önerilerde bulundu:

Göğüs ve bacaklar için..
Küçük göğüs için silikonlu sütyen kullanın. Eğer göğsünüz büyükse, toparlayıcı, kapları geniş ve bastırıp sıkıştıran sutyenler sizin için ideal.
Bacaklarınız kalınsa toparlayıcı çoraplar giyinin. Piyasada ince gösteren likralı çoraplar var. Hatta yaz için de, açık ayakkabıyla giyilebilecek, külot ve ayak kısmı olmayan ince çoraplar üretildi.
Sırt dekolteniz için de sırtı açık sutyenler üretildi. Boyundan bağlanan sutyenler dekolte kıyafetler için...
Elbiseniz hem askısız hem dekolte ise ve göğüsleriniz ufaksa, elbise içine göğüs kapları diktirebilirsiniz.


Geniş, basenlililer için toplayıcı sıklaştırıcı likralı çoraplar var.
Dar basenliler için silikonlu korseler var. Kenarları takviyeli bu korseler, kalçayı geniş ve şekilli gösteriyor. Kalçanız forma giriyor.
Göbeğiniz ve karnınızın olması da sorun değil. Bele kadar yüksek çamaşır külotlar sert ve toplayıcı özelliğiyle fazlalıkları kapatıyor.


Kilolular koyu pastel renk giymeli.
Kalın olan bölgelere koyu renkler gelmeli, zayıf bölgelere de açık renkler denk düşmeli.
Göğsünüz büyükse, bu bölgede göz alacak işlemeli, pırıltılı şeyler olmalı.
Kiloluysanız kıyafetin çizgileri boyuna olmalı. Boyunuz kısaysa yine dikey çizgili kıyafetleri tercih edin.
Boynunuz kısaysa boyundan bağlı kıyafetlerden uzak durun.
Büyük ve taraklı ayaklarınız varsa, ince bantlı ayakkabılar giymeyin. Önü sivri, kapalı zarif pabuçlar kullanın.

(milliyet)

5 Ocak 2010 Salı

DR.BRADLEY'İN AYDA 3-4 KİLO VERDİREN DİYETİ


Kilo verirken öncelikle 'hangi besinlerden uzak duracağınızı ve ne tip besinleri yememiz gerektiğini' bilmelisiniz...

Bilinenin aksine bazı besinler zayıflatacağına kilo almamıza, bazıları yedikçe yememize yol açar. Ancak acıkmamızı geciktirerek daha az yememizi sağlayan besinler de var. İstanbul Cerrahi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Yasemin Bradley, kilo verme programlarında hangi besinlere, neden dikkat edilmesi gerektiğini anlattı.

Ayda ne kadar kilo vermek doğru?

İdeali haftada yarım ya da bir kilo vermektir.

Zayıflamak için hangi besinler tercih edilmeli?

Mümkün olduğunca kan şekerini dengede tutacak yiyeceklerle beslenmek esas amaç olmalı. Çünkü bu besinler acıktırmazlar.

Zeytinyağı kullanın bira içmeyin!...

Dr. Bradley'den kilo vermek ya da kilosunu korumak isteyenlere bazı küçük ipuçları:


  • Özellikle orta yaştan sonra yediklerinizi hak etmek zorundasınız. Yediklerinizi harcamak için günde yarım - bir saat egzersiz yapmalısınız. Yoksa yedikleriniz yağ olarak depolanır.
  • Margarinden uzak durun. Makarnada dahi kullanmayın, haşladıktan sonra üzerine zeytinyağı gezdirin.

  • Tüm yemeklerinizde ve salatalarda yağ olarak zeytinyağını tercih edin. Ancak zeytinyağı yararlı diye yemeklere ve salatalara boca etmeyin. İhtiyacınızdan fazla tüm kaloriler gibi o da vücudunuzda yağ olarak depolanır.

  • Günde mutlaka 2 - 2.5 litre su için.
  • Diyetin ilk haftasında bir kez tatlı yenmeli. O da sütlü tatlılar, dondurma gibi. Daha sonraki haftalarda haftada 2 - 3 kez tatlı yenebilir. Çikolata yasak ama ben bunun yerine, bir bardak az yağlı sütün içine keçiboynuzu tozu karıştırtıyorum. Çikolata tadını veriyor.

  • Alkol kan şekeri dengesini bozduğundan gereksiz yere acıktırıyor. Bir de vücuda boş kalori girmesine neden oluyor. Kilo verme programlarında haftada 2-3 kadeh kırmızı şarabı geçmemeli. Bira ise kilo aldırır, önermiyorum.

  • Dr. Bradley'in diyeti (Egzersizle birlikte yapılması gerekiyor):
    Ayda 3-4 kilo verdiren diyet

  • SABAH
    2 porsiyon meyve
    1 kâse az yağlı yoğurt ya da bir bardak az yağlı süt
    Açık çay, bitki çayları, filtre kahve, 1/3'ü sulandırılmış meyve suları

    ÖĞLE
    Bir kâse çorba
    Diyet ton balıklı ya da tavuklu bir büyük salata veya lor peynirli salata (Bol yeşillik, domates, salatalık, bir tatlı kaşığı zeytinyağı konabilir) veya
    Bir porsiyon ızgara et (tavuk, balık)
    Salata, 1-2 dilim çavdar ekmeği

    AKŞAM
    Sebze çorbası
    5-7 kaşık sebze yemeği
    1-2 dilim ekmek

    NOT:Günde 2-3 litre su için. Gün içinde aralarda bir avuç fındık (öğle akşam arası), 2 porsiyon meyve (sabah öğle arası ve akşam yemeği sonrası) yenebilir. Akşam yemeği 20.00'den sonra yenmemeli. Öğünler atlanmadan, düzenli saatlerde yenmeli.

  • Dr. Bradley'den alternatif tatlı tarifi
    Muz ezme(Haftada en çok iki kez yenmeli)

    1 muzu çatalla iyice ezip buzdolabına koyun. 3 - 4 saat bekledikten sonra dolaptan çıkarın üzerine çekilmiş ceviz ve tarçın dökün. Muzu ezdiğiniz zaman içindeki şekeri daha çok salıyor. Bu yüzden sanki şekerli bir tatlı yemiş gibi tatlı ihtiyacınızı gidereceksiniz. Bunu kadınların tatlı ihtiyacının arttığı âdet öncesi döneminde de öneriyorum.
    Kaynak : Milliyet
  • GÖĞÜS KANSERİNDE RİSK FAKTÖRÜNÜZÜ ÖĞRENİN


    ANKARA - Kanserin herkeste ortaya çıkabileceğini ve herhangi bir hasara bağlı oluşmadığını belirten Bayındır Hastanesi Kavaklıdere Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ayhan Keskin, “Yapılan araştırmalar, bir kısım risk faktörlerinin kanser hastalığının gelişmesini artırdığını ortaya koymaktadır. Ancak bu risk faktörlerinin bazılarından korunmak mümkün” dedi.


    Yaş ilerledikçe kanser riskinin arttığını kaydeden Doç. Dr. Ayhan Keskin, kadınlarda meme ve üreme organlarına ait kanserler ile erkeklerde prostat ve akciğer kanserlerinin ileri yaşlarda daha çok görüldüğünü ifade etti. Sigara içilen ortamda bulunulmasının kanser riskini yaklaşık 1,5 kat artırdığını vurgulayan Doç. Dr. Keskin, kanserin yol açtığı tüm ölümlerin yüzde 30’unun sigara ve diğer tütün ürünlerine bağlı olduğunu kaydetti. Günde 1-10 adet sigara içenlerde akciğer kanseri riskinin içmeyenlere göre yüzde 20 arttığına işaret eden Keskin, çocuk kanserlerinin en önemli nedeninin, anne-babanın sigara içmesi olduğunu vurguladı.

    Keskin, beslenme düzenindeki yanlışlıkların da kansere zemin hazırladığını, çalışmaların, yüksek yağ içerikli beslenme tarzının meme, bağırsak, prostat ve rahim kanseri riskini artırdığını gösterdiğini belirterek, kızartma yağlarının kesinlikle tekrar kullanılmaması, lifli gıdalara ağırlık verilmesi, rafine gıdalardan olabildiğince uzak durulması ve özellikle taze sebze ve meyve ile tam işlenmemiş tahıl ürünleri tercih edilmesi önerisinde bulundu.

    AŞIRI TUZ TÜKETİMİ DE KANSERE ZEMİN HAZIRLIYOR

    Aşırı tuz tüketiminin de kansere zemin hazırlayabildiğini kaydeden Keskin, “Tuzun kendisi kanser yapmasa da mide yüzeyinin yapısını bozarak kanserojen maddelerin etkisine ortam hazırlamaktadır. Yine tuzun bol miktarda kullanıldığı turşularda nitrozamin denilen maddeler kanser oluşmasında önemlidirler. Yapılan araştırmalar, dondurarak saklama yönteminin tercih edildiği ülkelerde mide kanseri görülme sıklığının yüzde 64 oranında azaldığını göstermektedir” dedi. Fast-food ve küflenmiş gıdalara da dikkati çeken Keskin, sebze ve meyvelerin iyi yıkanması gerektiğini, tarım ilaçlarının özellikle bilinçsiz kullanımının birçok kanser türü için risk faktörü olduğunu ifade etti. Keskin, şunları kaydetti:

    “Sürekli kırmızı et yiyen kişilerin kanser olma riski, ayda bir kez kırmızı et yiyenlere göre 2.5 kat daha fazladır. Fiziksel aktivitenin azalması ve şişmanlık da kanserde artışa neden olur. Bilimsel çalışmalar meme, rahim, bağırsak, yemek borusu ve böbrek kanserlerinde şişmanlığın bir risk faktörü olduğunu göstermektedir. Kronik alkol bağımlılığı, başta karaciğer kanseri olmak üzere özellikle sigarayla birlikte tüketildiğinde ağız, boğaz, yemek borusu, gırtlak ve mide kanserine neden olabilir. Eğer içkiden vazgeçemiyorsanız, kendinizi günde 2 kadehle sınırlamalı ve sigarayı da bırakmalısınız. Yine ultraviyole ışınlar ve radyoaktif maddeler, deride erken yaşlanma ve hasar oluşturarak cilt kanserine neden olabilir. Kanserin ortaya çıkmasından sorumlu önemli bir neden ise giderek artan çevre kirliliğidir. Çevre kirliliğinin kanser oluşumuna katkısı yüzde 10’u bulmaktadır”

    Meme kanseri riskinin, anne, teyze, kız kardeşi gibi yakınlarında meme kanseri bulunanlarda daha fazla olduğunu bildiren Keskin, yakınlarında meme kanseri örülen, risk taşıyabilecek kişilerin 14-15 yaşlarından itibaren göğüslerini her ay düzenli olarak elle kontrol etmeleri, 20 yaşından sonra her yıl ultrason, 40 yaşından itibaren de mamografi çektirmeleri gerektiğini söyledi.

    Meme kanserine yakalanma olasılığını artıran risk faktörleri

    Yaş : Yaş ilerledikçe meme kanserine yakalanma olasılığı artıyor. 50 yaş üzeri kadınlarda meme kanseri 50 yaş altındakilerden 3-4 kat fazladır. Bunun için 50 yaş üzeri kadınlarda yıllık kontrol her şartta öneriliyor.

    Medeni durum: Hiç evlenmemiş kadınlarda meme kanseri görülme sıklığı, evlenmiş kadınlara oranla daha yüksek.

    Doğurganlık ve doğum yaşı: Hiç doğum yapmamış kadınlarda meme kanserine yakalanma olasılığı yüksek. (yüzde 30-70). Ayrıca ilk doğumunu 35 yaşından sonra yapmış kadınlarda meme kansrrine yakalanma sıklığı, ilk doğumunu 18 yaşından önce yapmış olan kadınlara oranla üç kat fazla

    Üreme çağı: Kadınlar ne kadar erken adet görmeye başlar, ne kadar geç adetten kesilirlerse, hastalık olasılığı o kadar artıyor. Yani ne kadar uzun östrojen hormonu etkisi altında yaşarlarsa, kanser riski de artıyor.

    Sosyoekonomik durum: Sosyal ve ekonomik avantajlara sahip olmak, kanser açısından dezavantaja dönüşmekte. Yüksek gelir düzeyindeki insanlar daha erken adet görmeye başlamaları, daha geç evlenip doğum yapmaları gibi nedenlerle daha fazla risk altındalar.

    Kilo ve Beslenme: Son yıllarda giderek daha fazla görülen obezitenin, meme kanseri riskini de 1.5-2 kat artırdığı bilinmekte. Bu nedenle kadınlara koruma amaçlı mutlaka düzenli egzersiz önerilmektedir. Beslenme şekli de önem taşımaktadır. Aşırı yağlı yiyecekler, özellikle hayvani yağlar kullanılarak yapılan kızartmalar, uzak durulması gereken yiyecekler. Düzenli beslenme ve taze sebze meyve tüketimi meme kanseri riskini azaltıyor..

    Aile hikayesi: Ailesinde, akrabalarında meme kanserine yakalananların olması kanser olma riskini artırıyor. Her kuşakta, örneğin hem annesinde hem de anneannesinde meme kanseri olan kişilerde genetik çalışma yapılması gerekebilir.

    Geçirilmiş Meme Kanseri: Daha önce bir memesinde kanser tespit edilmiş ve tedavi edilmiş kadınlarda, diğer memede de kanser görülme olasılığı, hiç hastalığa yakalanmamış kadınlardan daha fazla. Bu açıdan daha yakından takip edilmelidirler.

    Memede İyi Huylu Kitleler: Sağlıklı kadınların büyük bir kısmında yapılan takiplerde, memelerde iyi huylu kitleler saptanmaktadır. Bu kadınlar, memesinde hiçbir şey tespit edilmemiş olanlara oranla biraz daha risk altındadırlar.

    Yoğun Meme: Takiplerde çekilen mamografilerde, meme dokusunda yoğunluk tespit edilen kadınlarda risk artıyor

    Işınlanma Öyküsü: Çocukluk veya gençlik çağlarında başka bir nedenle göğüs bölgesine ışın tedavisi uygulanmış olması, ileride meme kanseri riskini artırıyor.

    Rahim ve Yumurtalık: Rahim veya yumurtalık kanseri geçirmiş olan kadınların, meme kanserine yakalanma olasılıkları daha fazla. Ayrıca menapoza girmeden önce herhangi bir nedenle yumurtalığı alınmış olan kadınlarda da bu risk 3 kat artıyor.

    Hormon Kullanımı: Menapoz nedeniyle uzun süre östrojen hormonu kullanan kadınlarda, meme kanseri riski artıyor. Ancak şikayetlerin fazla olması durumunda ve menapozun yıkıcı etkileri açısından mutlaka kullanılması gerekebilmekte. Bu durumda yakın doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Ayrıca daha genç yaşlarda doğum kontrol hapı kullanılmasının da tartışmalı olmakla beraber, meme kanseri riskini artırdığı söylenir. Ancak bu hapın kullanımı kesildikten yaklaşık on yıl sonra, etkileri tamamen ortadan kalkmaktadır.

    Alkol ve Sigara: Uzun süre yüksek miktarda alkol ve sigara tüketen kadınlarda, meme kanseri oluşma riskinin yüksek olduğu gösterilmiştir. Sigara zaten genel sağlığı da bozması açısından sakıncalıdır.

    Doğum Yeri ve Irk: Meme kanseri kuzey Amerika ve Avrupa’daki kadınlarda, Asya ve Afrika’dakilere oranla daha fazla görülmekte. 40 yaş üstü kadınlarda, beyaz ırkta, siyahi kadınlara oranla risk fazla olmasına rağmen, 40 yaş altında durum tam tersidir.

    (ntvmsnbc.com)

    BU HASTALIK DAHA ÇOK SİNİRLİ GENÇ KADINLARDA GÖRÜLÜYOR


    Raynaud Hastalığı Bölgesel lokal kılcal damarların büzülmesi spazmne bağlı olarak özellikle parmaklarda, bazan da burun, dil gibi organlarda aralıklı olarak derinin solukluğu veya morarması ile karekterize olan durum.

    Sebebi bilinmeyenler en çok görülen şekli olup daha çok sinirli genç kadınlarda görülür. Ayrıca; atardamar tıkanmasına bağlı olarak bağ dokusu hastalıklarına, ilaç zehirlenmelerine, protein metabolizması bozukluklarına bağlı olarak da görülebilir.

    Parmaklarda nöbet nöbet olan solukluk veya morarmalar, soğuğa veya sinir gerginliğine bağlı olarak hızlanır ve artar. Renk değişikliği genellikle üç devrede olur. Önce solukluk, sonra morarma, en sonra da kızarma görülür. Hastalığın aktif devresinde ağrı olması pek sık d
    eğildir. Ancak uyuşuklukla birlikte, hissizlik, sızlama veya yanma sıktır.

    Sebebi bilinmeyen Raynaud Hastalığı ikincil olarak meydana gelenlerden, iki taraflı olmasıyla, belirtilerinde hiçbir ilerleme olmaksızın en az iki yıldan beri bulunmasıyla ayrılır.

    Diğer hastalıkların üzerine eklenen tipin tedavisi, altta yatan sebebin tanınıp tedavi edilmesiyle mümkündür. Sebebi bilinmeyenler, vücudu soğuktan koruyarak ve hafif müsekkinler yatıştırıcılar, sakinleştirici ilaçlar kullanılarak kontrol edilebilir. Nikotinin damarları büzücü hassasından dolayı bu hastalara sigara yasaktır.

    (bilgice.com)