31 Ocak 2008 Perşembe

Sezaryen mi normal doğum mu

Sezaryen doğumların artması tartışılıyor. Uzmanlar ise anne için daha güvenli olduğunu savunuyor

Tüm dünyada sezaryen oranlarının artması, ''Normal mi yoksa sezaryen doğum mu?'' sorusunun son yıllarda en çok tartışılan konuların başında yer almasına neden oluyor. Türkiye'de her yıl yaklaşık 1,5 milyon bebek dünyaya geliyor. Ülkemizdeki tüm doğumların yüzde 30'unun sezaryenle gerçekleştiği tahmin ediliyor. Sağlık Bakanlığı, geçen yıl konuya dikkat çekerek sezaryen doğum oranlarının azaltılmasına yönelik uyarıda bulunmuştu. Normal doğum yapabilecek anne adaylarının ticari nedenlerle sezaryene yönlendirildiği iddialarına karşılık, uzmanlar sezaryen oranlarının artmasının korkutucu olmadığını, yeni tekniklerle sezaryen doğumların anne için daha güvenilir hale geldiğini söylüyor.

Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak, geçmiş yıllara oranla sezaryenin güvenilirliğinin arttığını ve gerekli prosedürlerin yerine getirilmesi halinde anne için daha koruyucu olduğunu vurguluyor. Marmara Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Dünya Gebelik Bilimi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Neşe Kavak, sorularımızı yanıtladı.

Sezaryenle doğum oranları ne zamandan beri artıyor?

Aslında 1960'lı yıllardan itibaren tüm dünyada sezaryen doğumda hızlı bir artış var. Bu yıllara kadar klasik tıp kitaplarında yer alan bilgiye göre, sezaryenin kabul edilebilirlilik oranı, yüzde 15 - 18'i geçmemesi yönündeydi.

Yani doğumların yüzde 15 ile yüzde 18'i sezaryenle yapılabilir, bu oran yüzde 18'in üzerine çıkarsa bu klinikte hatalı uygulama yapılıyor gibi bir izlenim doğardı.

Dünyada sezaryen oranları ne durumda?

Değişik ülkelerde değişik sezaryen oranları olmakla birlikte örneğin dünyada sezaryenin en fazla uygulandığı ülke Şili'dir. Sezaryen oranı yüzde 80'dir.

Güney Amerika ülkelerinin hepsinde sezaryen oranları çok yüksektir. Amerika Birleşik Devletleri'nde ise oran hala aşağılardadır. Sezaryen oranı ABD'de yüzde 8 - 15 arasında değişiyor. Kuzey Avrupa ülkelerinde yine aynı şekilde.

Biliyorsunuz gelişmiş ülkelerde insanlar tamamen devletin sağlık sigortası altında yaşıyorlar. Sağlık sistemi bütün toplumu kapsıyor. Hastaneye gittiklerinde herşey devlet tarafından ödendiği için ve sezaryen de pahalı bir prosedür olduğu için devlet çok kesin bir endikasyon olmadıkça kesinlikle sezaryen parasını ödemiyor.

Türkiye'deki devlet ve özel sektör arasındaki sezaryen oranları neyi gösteriyor?

Türkiye, Akdeniz ve Ortadoğu ülkelerinde özel hastanelerde sezaryenin yüzde 50'yi aşan oranlarda uygulandığını görüyoruz.
Türkiye'de sezaryen doğumların özel sektörde yüzde 50'lerde, devlet sektöründe ise yüzde 20 - 30 oranları arasında gittiğini düşünüyorum.

Gerçekten sezaryen doğum kötü, normal doğum cici mi? Önce buna açıklık getirmek lazım. Sezaryenin artması toplum sağlığı için kötü bir olay mı? Olayı bu yönüyle değerlendirmek lazım.

Bu durumda sezaryenin artıları ve eksileri nelerdir?

Sezaryenin kötü normal doğumun cici olduğu yönündeki konseptin günümüzde geçerliliğini yitirdiğini düşünüyorum. Çünkü sezaryende gelişen cerrahi teknikler, ameliyat süresinin çok kısalması, gelişen anestezi teknikleri ve sezaryenin artık genel anestezi altında değil de daha ziyade lokal anestezi yani epidural ya da spinal anestezi altında yapılıyor olması, sezaryeni çok pratik bir yöntem haline getirdi.

Anne adayının normal doğumdan korku vs. gibi gerekçelerle sezaryeni talep etmesi karar için yeterli mi?

Günümüzde artık kadınlar çok ileri yaşta anne oluyorlar. Ama ben özellikle bilgilendirilmiş kadın grubundan bahsediyorum. Eğer bir kadın kariyer sahibiyse, doğumunu 35 - 38 yaşlarından sonra yapacaksa, olayın negatif ve pozitif yönlerini biliyorsa, hayatında bir kez doğum yapacaksa ve bunu sezaryenle yapmak istiyorsa, bunu doktoruna söylüyorsa ve doktoru da bunu kabul edip sezaryen yapıyorsa bu bir malpraktis (hatalı uygulama) değildir kesinlikle. Çünkü olayın artılarına eksilerine bakacak olursak; dediğim gibi anestezi teknikleri çok gelişti.

Sezaryen daha mı güvenilir hale geldi ?

Artık sezaryen genel anestezi altında yapılmıyor. Epidural ya da spinal anestezi altında yapılıyor. İkincisi hastalara koruyucu olarak antibiyotik veriyoruz. Bu da enfeksiyon oranlarını çok düşürdü. Üçüncü olarak da tromboembolik profilaksi uyguluyoruz. Doğumdan sonraki ölümlerin birinci nedeni tromboembolik komplikasyonlardır. Yani kandan bir parça pıhtının kopup beyine ya da kalbe yerleşmesidir. Buna karşı profilaksi uygularsanız, kısacası bu üç önlemi alırsanız araştırmalar gösteriyor ki sezaryen doğum normal doğumdan daha güvenilir. Yani artık eski bilgilerin güncellenmesi, günümüze uyarlanması şart.
Kesinlikle. Bu üç şart sağlandıysa anne açısından sezaryenle doğum normal doğuma göre daha güvenilir. Bunlar bilimsel gerçekler ve bilinmesi lazım.

Sezaryenin tarihçesi

Dünyadaki en eski ameliyat olarak bilinen sezaryen, tarih boyunca en fazla yapılmış ameliyattır. Hatta sezaryenin adı imparator Sezar'a atfen konulmuş olsa da Sezar'dan çok önce de sezaryen, Roma İmparatorluğu'nda yapılıyordu. Hatta Ortaçağ'da normal doğum yaptıran ebeler, annenin hayatını riske eden durumlarda ilkel şartlar altında anne karnını açıp bebeği çıkarıyorlardı. Elbette bu şekilde yapılan doğumda annenin ölüm oranı çok yüksekti.

0 yorum: