7 Ocak 2010 Perşembe

PELVİK İNFLAMATUR,GENİTAL ORGANLARDA İNFEKSİYON


Erken yaşta cinsel temas ve çok eşlilik Türkiye’de cinsel hastalıkları artırdı...

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Faruk Buyru, cinsel yolla bulaşan hastalıkların en önemli sonucunun kadının üst genital organlarında oluşan infeksiyon, yani “Pelvik inflamatuar hastalık” olduğunu söylüyor. Prof Buyru,cinsel aktif kadınların yüzde birinin bu infeksiyondan muzdarip olduğunu kaydediyor.


Prof. Buyru , Pelvik inflamatuar hastalığa yol açan risk faktörlerini ise şöyle sıralıyor :

  • Mevcut cinsel temasla bulaşan hastalık
  • Daha önce geçirilmiş infeksiyon,
  • Erken yaşta cinsel temas,
  • Çok sayıda partner,
  • Alkol kullanımı,

Prof .Dr. Buyru, pelvik inflamatuar hastalık durumunda , cinsel organda ağrı, ateş, sırt ağrısı,cinsel ilişkide ağrı,bulantı-kusma, akıntı-koku-kaşıntı gibi belirtilerinin meydana geldiğini kaydediyor.

Prof.Dr.Buyru, bu infeksiyonunun bırakacağı sekelleri ise şöyle sıralıyor.

  • Kronik pelvik ağrı % 15
  • Dış gebelik % 5
  • Kısırlık % 10
  • İnfeksiyonun tekrarı % 25

Pelvik inflamatuar hastalığının tekrarlayabilen bir hastalık olduğunu kaydeden Prof.Dr Faruk Buyru, ilk görüldüğünde kısırlığa yola açma oranının yüzde 8, ikinci tekrarında yüzde 20, 3 ya da daha fazla geçirilmiş bir infeksiyonda yüzde %40’a çıktığını vurguluyor!

Cinsel yolla bulasan hastalıkların pek çok nedeni olduğuna dikkat çeken Prof. Buyru, bu hastalıklarda birden fazla mikroorganizmanın birlikte rol oynadığını belirtiyor.

“Günümüzde en sık rastlanan etken Chlamydia infeskiyonu. Erkeklerde infeksiyon idrar yaparken yanmaya neden olurken kadınlarda hafif akıntı en sık rastlanan belirti. Infeksiyonun vaginadan rahim ve tubaya yayılması kısa ve uzun dönemde bazı önemli sonuçlara yol açabiliyor. Kısa dönemde yüksek ateş, kasık ve bel ağrısı ortaya çıkarken, infeksiyon tam tedavi edilmezse tüplerde kalıcı hasar yaparak kısırlık ve dış gebelik riskini arttırıyor. Geçirilen infeksiyon sayısı arttıkça bu risk artışı da belirginleşiyor.”

Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için mutlaka prezervatif kullanmak gerektiğini kaydeden Prof.Dr.Faruk Buyru, söz konusu hastalıklarda eskiden bel soğukluğu (gonore) ilk sırada yer alırken bugün daha çok Chlamydia infeksiyonuna rastlandığını belirtiyor.

Prof. Dr. Buyru, bu infeksiyonun sık görüldüğü gelişmiş ülkelerde 25 yaş altındaki kadınların Chlamydia yönünden taranmasının önerildiğini kaydediyor.

Prof.Dr.Faruk Buyru, Türkiye’de de erken yaşta cinsel temas ve çok eşliliğin artması ile birlikte giderek daha fazla Chlamydia infeksiyonuna rastlandığının altını çiziyor!

(ntvmsnbc)

HAMİLELİKTE HAPŞIRMAK BEBEĞE ZARAR VERİR Mİ


Hamileler, sakın hapşırığınızı tutmayın. Hamilelik döneminde tutulan hapşırık ölümlere kadar yolaçabiliyor. Doktorların uyarına kulak verin....

ANKARA Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İlkkan Dünder, hamileleri "hapşırığınızı tutmayın" diye uyardı.

Hapşırık tutulduğu taktirde karın içi basınçta belli oranda artış olacağını söyleyen Dünder, şöyle dedi:
"BU durumda fetus dışındaki sıvıyı tutan zar yırtılabilir. Suyun boşalması sonucu erken doğum, hatta bebek ve anne ölümüne kadar her türlü komplikasyon yaşanabilir."

Bursa'da da, 4 aylık hamileyken hapşırığını tutup komaya giren bir bayan, bir süre sonra can vermişti.

(milliyet)

YAĞLI CİLDE NEMLENDİRİCİNİN VERDİĞİ ZARARLAR


Derisi yağlı olan kadınların kullandığı nemlendiriciler, deride ''kozmetik akne'' ve ''seboreik egazama''ya neden oluyor.

Dokuz Eylül Üniversitesi (DÜE) Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay Avcı, özellikle kadınların çok fazla nemlendirici kullandığını, oysa sadece derisi kuru olan kadınların nemlendirici sürmesi gerektiğini söyledi.

Kozmetik dünyasının kadınları nemlendirici kullanımları konusunda ''bombardımana'' tuttuğunu öne süren Prof. Dr. Avcı, şunları kaydetti:

''Kozmetik, normal olan yapıyı daha da iyileştirmek içindir. Ama kişinin deri yapısının özelliklerine dikkat edilmezse o kozmetik madde hastalığa neden oluyor. (Nemlendirici sürmezseniz cildiniz kırışır) gibi yanlış bir izlenim uyandırılmış. Böyle bir şey yok. Tamamen yanlış. Deride kırışıklıkla hiç alakası yok. Kırışıklık, derinin alt katmanlarında bağ dokusunda meydana gelen bir takım değişiklikler sonucu olur.''

Prof. Dr. Avcı, ''Ama kozmetik dünyası öyle bir bombardıman yapmış ki, deri kuruluğu varsa sanki kırışıklık gelişir. Hiç alakası yok. Derisi kuru olan insanlar nemlendirici kullansın. Ama derisi yağlı olsun olmasın tüm hanımlar alıyor nemlendiricileri. Derisi yağlı olan bayanlar nemlendiricileri kullandıklarında derilerinde aylar, yıllar sonra sivilceler gelişiyor. Bunun tedavisi de oldukça zorluklar gösteriyor. Biz buna (kozmetik akne) diyoruz'' diye konuştu.

DERİNİN YAĞLILIĞI
Ergenlik dönemindeki sivilceleri olan genç kızlar kadar gelişigüzel nemlendirici kullandığı için sivilceleri olan 45-50 yaşlarındaki kadınların da hastaneye geldiğini dile getiren Prof. Dr. Avcı, şu bilgiyi verdi:

''Bu nemlendiriciler, kadınlarda özellikle kış aylarında şiddetlenen seboreik egzamaya da neden oluyor. Bir kişinin saçları çok yağlanıyorsa, yüzü parlaksa, gözenekleri genişse derisi yağlı demektir. Bu kişiler, asla nemlendirici sürmemelidir. Yüzlerinin çene gibi belli yerlerinde kuruma oluyorsa sadece o bölgeye sürsünler.''


(milliyet)

BASİT HİLELERLE GÜZEL GÖRÜNÜN


Kalçanız büyük, göğsünüz küçük, bacaklarınız kalın olmuş ne gam. Yeter ki doğru giyinmeyi bilin. İşte, Dilek Hanif'ten giyim hileleri, önerileri..

Kadınlar daha güzel, zarif ve çekici görünmek için çeşitli giyim hilelerine başvurabiliyor. Tekstil piyasasanın sağladığı olanaklar, doğru giyinmeyle birleşince ortaya afeti devranlar çıkıyor. Hülya Avşar ve Nilüfer gibi ünlülerin modacısı Dilek Hanif, gerektiğinde bu tür hilelere başvurduklarını belirterek, "Bilinçli giyinirseniz, kusurlarınızı yüzde 70 oranında yok edebilirsiniz" dedi ve şu önerilerde bulundu:

Göğüs ve bacaklar için..
Küçük göğüs için silikonlu sütyen kullanın. Eğer göğsünüz büyükse, toparlayıcı, kapları geniş ve bastırıp sıkıştıran sutyenler sizin için ideal.
Bacaklarınız kalınsa toparlayıcı çoraplar giyinin. Piyasada ince gösteren likralı çoraplar var. Hatta yaz için de, açık ayakkabıyla giyilebilecek, külot ve ayak kısmı olmayan ince çoraplar üretildi.
Sırt dekolteniz için de sırtı açık sutyenler üretildi. Boyundan bağlanan sutyenler dekolte kıyafetler için...
Elbiseniz hem askısız hem dekolte ise ve göğüsleriniz ufaksa, elbise içine göğüs kapları diktirebilirsiniz.


Geniş, basenlililer için toplayıcı sıklaştırıcı likralı çoraplar var.
Dar basenliler için silikonlu korseler var. Kenarları takviyeli bu korseler, kalçayı geniş ve şekilli gösteriyor. Kalçanız forma giriyor.
Göbeğiniz ve karnınızın olması da sorun değil. Bele kadar yüksek çamaşır külotlar sert ve toplayıcı özelliğiyle fazlalıkları kapatıyor.


Kilolular koyu pastel renk giymeli.
Kalın olan bölgelere koyu renkler gelmeli, zayıf bölgelere de açık renkler denk düşmeli.
Göğsünüz büyükse, bu bölgede göz alacak işlemeli, pırıltılı şeyler olmalı.
Kiloluysanız kıyafetin çizgileri boyuna olmalı. Boyunuz kısaysa yine dikey çizgili kıyafetleri tercih edin.
Boynunuz kısaysa boyundan bağlı kıyafetlerden uzak durun.
Büyük ve taraklı ayaklarınız varsa, ince bantlı ayakkabılar giymeyin. Önü sivri, kapalı zarif pabuçlar kullanın.

(milliyet)

5 Ocak 2010 Salı

DR.BRADLEY'İN AYDA 3-4 KİLO VERDİREN DİYETİ


Kilo verirken öncelikle 'hangi besinlerden uzak duracağınızı ve ne tip besinleri yememiz gerektiğini' bilmelisiniz...

Bilinenin aksine bazı besinler zayıflatacağına kilo almamıza, bazıları yedikçe yememize yol açar. Ancak acıkmamızı geciktirerek daha az yememizi sağlayan besinler de var. İstanbul Cerrahi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Yasemin Bradley, kilo verme programlarında hangi besinlere, neden dikkat edilmesi gerektiğini anlattı.

Ayda ne kadar kilo vermek doğru?

İdeali haftada yarım ya da bir kilo vermektir.

Zayıflamak için hangi besinler tercih edilmeli?

Mümkün olduğunca kan şekerini dengede tutacak yiyeceklerle beslenmek esas amaç olmalı. Çünkü bu besinler acıktırmazlar.

Zeytinyağı kullanın bira içmeyin!...

Dr. Bradley'den kilo vermek ya da kilosunu korumak isteyenlere bazı küçük ipuçları:


  • Özellikle orta yaştan sonra yediklerinizi hak etmek zorundasınız. Yediklerinizi harcamak için günde yarım - bir saat egzersiz yapmalısınız. Yoksa yedikleriniz yağ olarak depolanır.
  • Margarinden uzak durun. Makarnada dahi kullanmayın, haşladıktan sonra üzerine zeytinyağı gezdirin.

  • Tüm yemeklerinizde ve salatalarda yağ olarak zeytinyağını tercih edin. Ancak zeytinyağı yararlı diye yemeklere ve salatalara boca etmeyin. İhtiyacınızdan fazla tüm kaloriler gibi o da vücudunuzda yağ olarak depolanır.

  • Günde mutlaka 2 - 2.5 litre su için.
  • Diyetin ilk haftasında bir kez tatlı yenmeli. O da sütlü tatlılar, dondurma gibi. Daha sonraki haftalarda haftada 2 - 3 kez tatlı yenebilir. Çikolata yasak ama ben bunun yerine, bir bardak az yağlı sütün içine keçiboynuzu tozu karıştırtıyorum. Çikolata tadını veriyor.

  • Alkol kan şekeri dengesini bozduğundan gereksiz yere acıktırıyor. Bir de vücuda boş kalori girmesine neden oluyor. Kilo verme programlarında haftada 2-3 kadeh kırmızı şarabı geçmemeli. Bira ise kilo aldırır, önermiyorum.

  • Dr. Bradley'in diyeti (Egzersizle birlikte yapılması gerekiyor):
    Ayda 3-4 kilo verdiren diyet

  • SABAH
    2 porsiyon meyve
    1 kâse az yağlı yoğurt ya da bir bardak az yağlı süt
    Açık çay, bitki çayları, filtre kahve, 1/3'ü sulandırılmış meyve suları

    ÖĞLE
    Bir kâse çorba
    Diyet ton balıklı ya da tavuklu bir büyük salata veya lor peynirli salata (Bol yeşillik, domates, salatalık, bir tatlı kaşığı zeytinyağı konabilir) veya
    Bir porsiyon ızgara et (tavuk, balık)
    Salata, 1-2 dilim çavdar ekmeği

    AKŞAM
    Sebze çorbası
    5-7 kaşık sebze yemeği
    1-2 dilim ekmek

    NOT:Günde 2-3 litre su için. Gün içinde aralarda bir avuç fındık (öğle akşam arası), 2 porsiyon meyve (sabah öğle arası ve akşam yemeği sonrası) yenebilir. Akşam yemeği 20.00'den sonra yenmemeli. Öğünler atlanmadan, düzenli saatlerde yenmeli.

  • Dr. Bradley'den alternatif tatlı tarifi
    Muz ezme(Haftada en çok iki kez yenmeli)

    1 muzu çatalla iyice ezip buzdolabına koyun. 3 - 4 saat bekledikten sonra dolaptan çıkarın üzerine çekilmiş ceviz ve tarçın dökün. Muzu ezdiğiniz zaman içindeki şekeri daha çok salıyor. Bu yüzden sanki şekerli bir tatlı yemiş gibi tatlı ihtiyacınızı gidereceksiniz. Bunu kadınların tatlı ihtiyacının arttığı âdet öncesi döneminde de öneriyorum.
    Kaynak : Milliyet
  • GÖĞÜS KANSERİNDE RİSK FAKTÖRÜNÜZÜ ÖĞRENİN


    ANKARA - Kanserin herkeste ortaya çıkabileceğini ve herhangi bir hasara bağlı oluşmadığını belirten Bayındır Hastanesi Kavaklıdere Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ayhan Keskin, “Yapılan araştırmalar, bir kısım risk faktörlerinin kanser hastalığının gelişmesini artırdığını ortaya koymaktadır. Ancak bu risk faktörlerinin bazılarından korunmak mümkün” dedi.


    Yaş ilerledikçe kanser riskinin arttığını kaydeden Doç. Dr. Ayhan Keskin, kadınlarda meme ve üreme organlarına ait kanserler ile erkeklerde prostat ve akciğer kanserlerinin ileri yaşlarda daha çok görüldüğünü ifade etti. Sigara içilen ortamda bulunulmasının kanser riskini yaklaşık 1,5 kat artırdığını vurgulayan Doç. Dr. Keskin, kanserin yol açtığı tüm ölümlerin yüzde 30’unun sigara ve diğer tütün ürünlerine bağlı olduğunu kaydetti. Günde 1-10 adet sigara içenlerde akciğer kanseri riskinin içmeyenlere göre yüzde 20 arttığına işaret eden Keskin, çocuk kanserlerinin en önemli nedeninin, anne-babanın sigara içmesi olduğunu vurguladı.

    Keskin, beslenme düzenindeki yanlışlıkların da kansere zemin hazırladığını, çalışmaların, yüksek yağ içerikli beslenme tarzının meme, bağırsak, prostat ve rahim kanseri riskini artırdığını gösterdiğini belirterek, kızartma yağlarının kesinlikle tekrar kullanılmaması, lifli gıdalara ağırlık verilmesi, rafine gıdalardan olabildiğince uzak durulması ve özellikle taze sebze ve meyve ile tam işlenmemiş tahıl ürünleri tercih edilmesi önerisinde bulundu.

    AŞIRI TUZ TÜKETİMİ DE KANSERE ZEMİN HAZIRLIYOR

    Aşırı tuz tüketiminin de kansere zemin hazırlayabildiğini kaydeden Keskin, “Tuzun kendisi kanser yapmasa da mide yüzeyinin yapısını bozarak kanserojen maddelerin etkisine ortam hazırlamaktadır. Yine tuzun bol miktarda kullanıldığı turşularda nitrozamin denilen maddeler kanser oluşmasında önemlidirler. Yapılan araştırmalar, dondurarak saklama yönteminin tercih edildiği ülkelerde mide kanseri görülme sıklığının yüzde 64 oranında azaldığını göstermektedir” dedi. Fast-food ve küflenmiş gıdalara da dikkati çeken Keskin, sebze ve meyvelerin iyi yıkanması gerektiğini, tarım ilaçlarının özellikle bilinçsiz kullanımının birçok kanser türü için risk faktörü olduğunu ifade etti. Keskin, şunları kaydetti:

    “Sürekli kırmızı et yiyen kişilerin kanser olma riski, ayda bir kez kırmızı et yiyenlere göre 2.5 kat daha fazladır. Fiziksel aktivitenin azalması ve şişmanlık da kanserde artışa neden olur. Bilimsel çalışmalar meme, rahim, bağırsak, yemek borusu ve böbrek kanserlerinde şişmanlığın bir risk faktörü olduğunu göstermektedir. Kronik alkol bağımlılığı, başta karaciğer kanseri olmak üzere özellikle sigarayla birlikte tüketildiğinde ağız, boğaz, yemek borusu, gırtlak ve mide kanserine neden olabilir. Eğer içkiden vazgeçemiyorsanız, kendinizi günde 2 kadehle sınırlamalı ve sigarayı da bırakmalısınız. Yine ultraviyole ışınlar ve radyoaktif maddeler, deride erken yaşlanma ve hasar oluşturarak cilt kanserine neden olabilir. Kanserin ortaya çıkmasından sorumlu önemli bir neden ise giderek artan çevre kirliliğidir. Çevre kirliliğinin kanser oluşumuna katkısı yüzde 10’u bulmaktadır”

    Meme kanseri riskinin, anne, teyze, kız kardeşi gibi yakınlarında meme kanseri bulunanlarda daha fazla olduğunu bildiren Keskin, yakınlarında meme kanseri örülen, risk taşıyabilecek kişilerin 14-15 yaşlarından itibaren göğüslerini her ay düzenli olarak elle kontrol etmeleri, 20 yaşından sonra her yıl ultrason, 40 yaşından itibaren de mamografi çektirmeleri gerektiğini söyledi.

    Meme kanserine yakalanma olasılığını artıran risk faktörleri

    Yaş : Yaş ilerledikçe meme kanserine yakalanma olasılığı artıyor. 50 yaş üzeri kadınlarda meme kanseri 50 yaş altındakilerden 3-4 kat fazladır. Bunun için 50 yaş üzeri kadınlarda yıllık kontrol her şartta öneriliyor.

    Medeni durum: Hiç evlenmemiş kadınlarda meme kanseri görülme sıklığı, evlenmiş kadınlara oranla daha yüksek.

    Doğurganlık ve doğum yaşı: Hiç doğum yapmamış kadınlarda meme kanserine yakalanma olasılığı yüksek. (yüzde 30-70). Ayrıca ilk doğumunu 35 yaşından sonra yapmış kadınlarda meme kansrrine yakalanma sıklığı, ilk doğumunu 18 yaşından önce yapmış olan kadınlara oranla üç kat fazla

    Üreme çağı: Kadınlar ne kadar erken adet görmeye başlar, ne kadar geç adetten kesilirlerse, hastalık olasılığı o kadar artıyor. Yani ne kadar uzun östrojen hormonu etkisi altında yaşarlarsa, kanser riski de artıyor.

    Sosyoekonomik durum: Sosyal ve ekonomik avantajlara sahip olmak, kanser açısından dezavantaja dönüşmekte. Yüksek gelir düzeyindeki insanlar daha erken adet görmeye başlamaları, daha geç evlenip doğum yapmaları gibi nedenlerle daha fazla risk altındalar.

    Kilo ve Beslenme: Son yıllarda giderek daha fazla görülen obezitenin, meme kanseri riskini de 1.5-2 kat artırdığı bilinmekte. Bu nedenle kadınlara koruma amaçlı mutlaka düzenli egzersiz önerilmektedir. Beslenme şekli de önem taşımaktadır. Aşırı yağlı yiyecekler, özellikle hayvani yağlar kullanılarak yapılan kızartmalar, uzak durulması gereken yiyecekler. Düzenli beslenme ve taze sebze meyve tüketimi meme kanseri riskini azaltıyor..

    Aile hikayesi: Ailesinde, akrabalarında meme kanserine yakalananların olması kanser olma riskini artırıyor. Her kuşakta, örneğin hem annesinde hem de anneannesinde meme kanseri olan kişilerde genetik çalışma yapılması gerekebilir.

    Geçirilmiş Meme Kanseri: Daha önce bir memesinde kanser tespit edilmiş ve tedavi edilmiş kadınlarda, diğer memede de kanser görülme olasılığı, hiç hastalığa yakalanmamış kadınlardan daha fazla. Bu açıdan daha yakından takip edilmelidirler.

    Memede İyi Huylu Kitleler: Sağlıklı kadınların büyük bir kısmında yapılan takiplerde, memelerde iyi huylu kitleler saptanmaktadır. Bu kadınlar, memesinde hiçbir şey tespit edilmemiş olanlara oranla biraz daha risk altındadırlar.

    Yoğun Meme: Takiplerde çekilen mamografilerde, meme dokusunda yoğunluk tespit edilen kadınlarda risk artıyor

    Işınlanma Öyküsü: Çocukluk veya gençlik çağlarında başka bir nedenle göğüs bölgesine ışın tedavisi uygulanmış olması, ileride meme kanseri riskini artırıyor.

    Rahim ve Yumurtalık: Rahim veya yumurtalık kanseri geçirmiş olan kadınların, meme kanserine yakalanma olasılıkları daha fazla. Ayrıca menapoza girmeden önce herhangi bir nedenle yumurtalığı alınmış olan kadınlarda da bu risk 3 kat artıyor.

    Hormon Kullanımı: Menapoz nedeniyle uzun süre östrojen hormonu kullanan kadınlarda, meme kanseri riski artıyor. Ancak şikayetlerin fazla olması durumunda ve menapozun yıkıcı etkileri açısından mutlaka kullanılması gerekebilmekte. Bu durumda yakın doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Ayrıca daha genç yaşlarda doğum kontrol hapı kullanılmasının da tartışmalı olmakla beraber, meme kanseri riskini artırdığı söylenir. Ancak bu hapın kullanımı kesildikten yaklaşık on yıl sonra, etkileri tamamen ortadan kalkmaktadır.

    Alkol ve Sigara: Uzun süre yüksek miktarda alkol ve sigara tüketen kadınlarda, meme kanseri oluşma riskinin yüksek olduğu gösterilmiştir. Sigara zaten genel sağlığı da bozması açısından sakıncalıdır.

    Doğum Yeri ve Irk: Meme kanseri kuzey Amerika ve Avrupa’daki kadınlarda, Asya ve Afrika’dakilere oranla daha fazla görülmekte. 40 yaş üstü kadınlarda, beyaz ırkta, siyahi kadınlara oranla risk fazla olmasına rağmen, 40 yaş altında durum tam tersidir.

    (ntvmsnbc.com)

    BU HASTALIK DAHA ÇOK SİNİRLİ GENÇ KADINLARDA GÖRÜLÜYOR


    Raynaud Hastalığı Bölgesel lokal kılcal damarların büzülmesi spazmne bağlı olarak özellikle parmaklarda, bazan da burun, dil gibi organlarda aralıklı olarak derinin solukluğu veya morarması ile karekterize olan durum.

    Sebebi bilinmeyenler en çok görülen şekli olup daha çok sinirli genç kadınlarda görülür. Ayrıca; atardamar tıkanmasına bağlı olarak bağ dokusu hastalıklarına, ilaç zehirlenmelerine, protein metabolizması bozukluklarına bağlı olarak da görülebilir.

    Parmaklarda nöbet nöbet olan solukluk veya morarmalar, soğuğa veya sinir gerginliğine bağlı olarak hızlanır ve artar. Renk değişikliği genellikle üç devrede olur. Önce solukluk, sonra morarma, en sonra da kızarma görülür. Hastalığın aktif devresinde ağrı olması pek sık d
    eğildir. Ancak uyuşuklukla birlikte, hissizlik, sızlama veya yanma sıktır.

    Sebebi bilinmeyen Raynaud Hastalığı ikincil olarak meydana gelenlerden, iki taraflı olmasıyla, belirtilerinde hiçbir ilerleme olmaksızın en az iki yıldan beri bulunmasıyla ayrılır.

    Diğer hastalıkların üzerine eklenen tipin tedavisi, altta yatan sebebin tanınıp tedavi edilmesiyle mümkündür. Sebebi bilinmeyenler, vücudu soğuktan koruyarak ve hafif müsekkinler yatıştırıcılar, sakinleştirici ilaçlar kullanılarak kontrol edilebilir. Nikotinin damarları büzücü hassasından dolayı bu hastalara sigara yasaktır.

    (bilgice.com)

    GÜZELLİK UYKUSUNA ÖNEM VERİN


    Uykunun sizi güzelleştirdiğini biliyor muydunuz? Uyku sağlık açısından sayısız faydalarının yanı sıra güzellik için de çok önemli. Daha parlak bir cilt, zindelik ve hayat boyu sağlık için güzellik uykusuna önem verin.

    Ancak uykunun güzelliğinize katacağı olumlu etkilerden yararlanmak için hem doğru pozisyonda hem de vücudun ihtiyacı olduğu kadar uyumak gerekir. Formsante dergisinde geçtiğimiz yıllarda yayınlanan bir yazıda uykunun güzelliğe kattığı yararlar anlatılıyor.

    Güzellik uykusunun birinci şartı uykunun pozisyonu... En iyisi sırt üstü yatmak. Böylece göz altı torbacıklarının oluşmasını da kısmen engellemiş olursunuz. Ancak yan yattığınızda ağız ve burun bölgesinde kırışıklıklar oluşabilir. Yattığınız odanın ısısı da güzel bir uyku için önem taşır. Eğer yatak odası çok soğuk ise kişi kendisini yorganına çok fazla sardığından ısı fazlalığı oluşur, terler. Terleme yüzün şişmesine neden olur. Bu nedenle yatak odasının iyi havalandırılması, ısının da çok fazla ya da az olmaması önemlidir.

    Uykuya rahat geçiş

    Yatmadan önce gece kremi kullanmak son derece yararlı. Böylece bir yandan kullandığınız krem bir yandan da uykunun etkileri sizi rahatlatacak ve cilt güzelliğinize önemli katkılar sağlayacaktır. Ayrıca yatmadan önce içilen bir bardak ılık ballı süt hem uykuya dalmayı kolaylaştırır hem de vücut kendini daha rahat yenileyebilir.

    Yatmadan önce bir bardak su içmek de vücudun nem ihtiycını karşılar. Vücut, ihtiyacı olan sıvıyı alamazsa cildin en üst tabakasından nem almaya çalışır ve böylece ciltte kırışıklıklar meydana gelir. Bu nedenle özellikle gece yatmadan önce su içmeyi alışkanlık haline getirmek son derece yararlı olur.

    Yastığa, yorgana önem verin
    Uyku süresi vücudun güzellik programını tamamlayabilmesi için en az 5 saat olmalıdır. Bu süre içinde hücre yenilenmesi yaşanır. Ayrıca güzellik uykusuna önem veriyorsanız çok geç yatmamanızda da fayda var.

    Yatak seçiminde dikkat etmeniz gereken nokta ise ne çok yumuşak ne de çok sert olması. Yatağınız çok yumuşak olursa sürekli sağa sola dönme ihtiyacı hissedersiniz; bu da kan dolaşımı yönünden oldukça sakıncalıdır. Uyku için bir başka önemli nokta ise yastık seçimi. Yastığın boyutları ve yumuşaklık derecesi iyi ayarlanmalıdır. Yastığın çok yüksek ya da alçak olmaması ve boynu incitmemesi gerekir.

    (milliyet)

    KÜÇÜK VE SIKI KALÇALARA SİZ DE SAHİP OLABİLİRSİNİZ


    Dişiliğinizin sembolü kalçalarınızın biçimli ve sıkı bir görünümde olmasını istemez misiniz? Bu isteğiniz egzersiz, doğru beslenme ve kozmetikler sayesinde mümkün.

    Küçük, dar ve sıkı kalçalar...

    Kadın vücudunun en çok ilgi çeken bölgelerinden olan kalçaların biçimli olması aslında bir hayal değil. Biraz özen, bakım ve egzersiz kalçalarınızın forma girmesinde ve seksi bir görünüm almasında son derece etkili olabiliyor. Dişiliğin sembolü kalçalar için yapmanız gereken tek şey biraz zaman ayırmak ve gayret göstermek.

    Su için:

    Suyun yararları saymakla bitmiyor. Cilt üzerinde olumlu etkileri olan suyu asla ihmal etmeyin. Günde 13 bardak su içmeyi alışkanlık haline getirin.

    Egzersiz yapın:

    Sıkı ve biçimli kalçalara sahip olmak için bu bölgedeki kaslarınızı çalıştırmanız şart. Bunun için en ideal hareket şudur: Yere sırt üstü uzanarak kalçanızı 10 kere kaldırıp indirin. Daha sonra yukarıda 10 saniye kadar tutun. Bu hareketi 4 kez tekrarlayın. Bunun dışında yüzme, yürüyüş özellikle de bisiklete binmek de kalçalar için önerilen egzersizler arasında yer alıyor.

    Masaj yapın:

    Masaj kalçalar için de çok yararlı. Piyasada satılan masaj aletleri ile yapabileceğiniz gibi suyla da masaj yapabilirsiniz. Özellikle soğuk suyun basıncı kalçalarınızın sıkılaşması için ideal.

    Tuzdan kaçının:

    Tuzdan ve çok tuzlu yiyeceklerden uzak durun.

    Hareketli olun:

    Özellikle masa başında oturarak iş yapan kadınların büyük bölümünde alınan kilolar kalça bölgesine gidiyor ve zamanla dolgun kalçalar ortaya çıkıyor. Bu nedenle gün boyu hareketsiz kalmayın. Ofisiniz üst katlarda ise asansör yerine merdivenleri kullanın.
    Yürüyebileceğiniz mesafeler için arabanıza ya da toplu taşıma araçlarına binmeyin.

    (milliyet)

    MÜKKEMEL BİR BAYAN OLMANIN SIRRI


    Asla makyajı bozulmayan, saçı dağılmayan, cildi parlamayan, koşullar ne olursa olsun her zaman bakımlı ve derli toplu görünen "bayan mükemmel"lerden biri olmak ister misiniz?

    O zaman dikkat; özellikle yoğun çalışan kadınların, gün boyunca süren koşuşturma sırasında bile harika görünebilmesi için etkili taktikler veriyoruz...

    Bunlara göz alınca aslında işinizin o kadar da zor olmadığım sevinerek göreceksiniz. Kozmetik dünyasının son zamanlarda çıkardığı pratik ürünler de "hızlı güzellik" için en büyük yardımcınız olacak;

    Sabahları daha hızlı olmak için...

    Sabahları mümkün olduğunca hızlı olmanın en güzel yolu, yapılması mümkün olan her şeyi akşamdan yapmak: Böylece sabahları, o acelede, boş yere vakit kaybetmez ve rahatça hazırlanabilirsiniz. Bu, ayrıca, güne güzel bir biçimde başlamanın en iyi yolu...

    Saçlarınızı akşam yıkayın. Böylece hem sabah, duşta sadece vücudunuzu yıkayarak zaman kazanabilir, hem de akşam, daha çok vaktiniz olduğu için bakım yapabilir ve ipek gibi saçlara sahip olabilirsiniz.

    Akşamdan tüm kıyafetlerinizi kontrol edin ve mümkünse deneyin. Böylece sabahları bozuk bir fermuar ya da kopuk düğmelerle uğraşmak zorunda kalmazsınız.

    Kıyafetinize uygun olan çanta ve ayakkabıları seçmeyi ve bir önceki gün kullandığınız çantanın içinde yer alanları diğerine aktarmayı da unutmayın.

    Sabah kullanacağınız duş jeli ve vücut losyonu, eğer yarıdan daha az dolu ise onları akşamdan baş aşağı çevirin; böylece bir damla krem çıkarmak için dakikalarca uğraşmazsınız!





    Oje sürmek: Hızlı kuruyanların bile tam anlamıyla kuruması vakit alıyor ve bu arada hiçbir iş yapılamadığı için zaman kaybediliyor. O nedenle oje sürme işini bol vaktinizin olduğu bir zamana bırakmak ya da çok gerekliyse sadece bir cila sürmek daha akıllıca.

    Uygulaması kolay olmayan makyaj malzemelerini denemek ve bozulunca tüm makyajı yeni baştan yapmak, zorunda kalmak: Yenilikleri ve eyeliner sürmek gibi zor işleri akşam makyajına bırakmak en doğrusu!

    Naylon çorabı aceleyle giymek: Aceleyle giyilen naylon çorap, büyük ihtimalle kaçacaktır. Eğer yeni bir çorabınız yoksa ve etek giymek üzereyseniz, mecburen pantolon giymek zorunda kalacak ve uygun olanı ararken vakit kaybedeceksiniz.

    Telefona yanıt vermek ve sohbete dalmak: En iyisi, vaktiniz darken çalan hiçbir telefonu açmamak!

    (milliyet)

    GÖZ TİPİNİZE HANGİ MAKYAJ DAHA UYGUN ?


    Yüzümüze en çok kişilik kazandıran yerimiz gözlerimizdir. Bu yüzden her kadın için göz makyajı ayrı bir önem taşır. Göz makyajında genel kural, beğenilmeyen kısımları belirsiz hale sokmak, beğenilen tarafları iyice ön plana çıkarmaktır.

    Bu belirginliği sağlamak için, gece ya da gündüz kullandığınız renkler değişse de temelde ışıklandırıcı, rimel, fondöten, takma kirpik, eyeliner veya göz kalemi ile küçük hilelere başvurmakta yarar var.

    Çukur gözler:
    Göz bebeklerinin göz çukuruna gömük olmasından dolayı bir iki makyaj hilesi ile gözleri ön plana çıkarmak gerekir. Gözlerinizi daha belirgin hale sokmak için gözkapağınıza uçuk bir renk sürüp, farı çukurun hemen yukarısına kadar yaymalısınız. Gözkapağıyla kaşın arasına biraz kahverengi ya da gri far sürmek hoş bir görüntü yaratabilir. Kaşların altına ışıklandırıcı bir renk sürüp, göz kapağının tam ortasına da bu renkle bir nokta yapmalısınız. Ayrıca göze derinlik kazandırmak için gözkapağının normal kıvrımının biraz yukarısına bir çizgi çekip parmağınızla bu çizgiyi hafifçe yaymalısınız. Üst kirpiklerin dibine açık renk göz kalemiyle incecik bir çizgi çizilmesi de göz bebeğinin göz çukurundan ön plana çıkmasını sağlar.

    Patlak Gözler:
    Göz kapaklarının çok şişik ya da fırlak olması nedeniyle patlak gözler olarak adlandırılan bu tür gözlere uygulanacak makyajın püf noktası, gözkapaklarını koyu renk ve mat bir farla boyayarak saklamaktır. Böylece göz kapağı sanki daha gerideymiş gibi durur. Farı, kaşlara doğru biraz yaymalı ayrıca göz kuyruğundan alt kirpiklerin aşağısına doğru hafifçe uzatmalısınız. Kaşlarınızın altında pembe ya da ten rengi bir far kullanmanız da gözünüzü daha güzel gösterecektir. Gözkapağı kıvrımını koyu renkle belirtip, bu çizgiyi parmağınızla hafifçe yaymalısınz. Göz kalemiyle çizilecek bir çizgi de yine gözkapağını daraltabilir. Üst kirpikleri önce kıvırarak, sonra da kat kat rimel sürerek iyice belirgin hale getirmek dışarı fırlamış gözkapağınızı gizleyecektir.

    Ufak Gözler:
    Ufak gözleri daha güzel göstermek için, göz kapağının bir kısmını aydınlatıp, etrafındaki kısmı da sanki daha gerideymiş gibi göstermek gerekir. Bu sebeple önce gözün etrafına koyu renk far sürün. Yalnız üst gözkapağının göz pınarı kısmını boş bırakın. Farın, göz kuyruğunun yukarısında iyice koyu olmasına özen gösterin. Göz altına fardan ince bir şerit yapılması da gözlerinizi olduğundan daha geniş ve büyük gösterebilir. Üst gözkapağının pınar kısmına açık tonda bir far sürüp, bu farı gözkapağının yukarısına doğru yaymalısınz. Kaşın altına da aydınlatıcı bir boya sürmelisiniz. Boyama işlemini tamamladıktan sonra şimdi kirpiklerinizle oynamaya başlayabilirsiniz. Kirpiklerinize hacim verici rimel uygulamanız küçük gözlerinizi için iyi bir seçimdir.

    Yuvarlak gözler:
    Açık renk farlar göze genişlik kazandırır. Bu yüzden üst gözkapağınıza açık renk far sürün. Sonra aynı rengin koyu bir tonu ile göz çukuru kısmınıza boyut kazandırın. Daha sonra hem üst, hem de alt kirpiklerin diplerine kuyrukta biraz dışarıya doğru uzatacağınız ince bir çizgi çekin. Böylelikle yuvarlak olan gözleriniz, çektiğiniz bu ince çizgiler sayesinde biraz daha oval bir görünüm kazanacaktır.

    Şiş Gözkapakları:
    Kadınların korkulu rüyası sabah uyandıklarında şişmiş göz kapaklarıyla karşılaşmaktır. Ancak unutmayın ki bu korkunç görüntüyü renklerle ve birkaç makyaj hilesiyle gizlemek mümkün. Öncelikle bilmelisiniz ki, şiş gözlerin en büyük kurtarıcısı yeşil renkte fardır. Yeşil renkte bir far ile gözkapağını belirsiz, gözü de dikkat çekecek bir hale sokabilirsiniz. Orta koyulukta mat bir farla, göz pınarından başlayarak, üçgen oluşturacak biçimde kaşın ortasına doğru çıkıp, sonra gözün kuyruğuna doğru inmelisiniz. Gözkapağının ortasına parlak bir farla ufak bir nokta yapmalısınız. Gözkapağının kıvrımını ise koyu bir farla belirginleştirip göz kuyruğuna doğru biraz yaymalısınız. Sadece üst kirpiklere rimel sürürerek göz kapaklarınızı gizleyebilirsiniz.

    Birbirine yakın gözler:
    Gözün kuyruk kısmını dikkat çeken bir hale getirmek için kaşlarınızın arasını biraz açılmalısınız. Göz pınarlarının yanına, burnun köküne gözlerinizin biçimini gizlemek için açık renk bir karışım sürebilirsiniz. Far, gözkapağının ortasından başlayarak dışarı doğru yayılmalıdır. Gözkapağının kıvrımına çizilen çizgi de aynı noktadan başlayıp, dışa doğru uzanmalıdır. Göz kalemiyle çizilecek çizgi göz pınarının 1 santim kadar içerisinden başlamalı, bu da yine dışa doğru uzatılmalıdır. Ayrıca bu tür gözler için bir başka öneri de gözün dış kısmındaki kirpikleri rimel yardımıyla daha belirgin bir hale getirmek ya da takma kirpikle desteklemektir.

    Ayrık gözler:
    Gözleri birbirine yakınlaştırmak için burnun köküne koyu renk fondöten sürülmeli, kaşlara doğru yayılmalıdır. Bu sayede iki gözün arasındaki mesafe bir ölçüde kapanmış olacaktır. Gözün başlangıcından göz kuyruğuna doğru yay şeklinde bir çizgi çekerek bu çizgiyi göz kuyruğunda hafifletmelisiniz. Kaşın kuyruk kısmının altındaki derince yere, ışıklandırıcı bir renk verilmesi gerekebilir. Gözkapağı kıvrımı burna yakın yerde iyice belirgin hale sokulmalı, kirpik dibine çekilen çizgi de yine bu kısımda kalınlaştırılmalıdır. Gözkapaklarının orta kısmına doğru kirpiklerin iyice rimellenmesi ya da takma kirpik takılması da bu tip gözleri olduğundan daha biçimli gösterebilir.

    Aşağıya doğru sarkık gözler:
    Sarkık gözler yüze mutsuz bir ifade vereceğinden bu gözlere uygulanacak makyajda göz kuyruklarının yukarıya doğruymuş gibi bir görünüm kazanmasına çalışılmalıdır. Bu işi farla veya hafif bir göz kalemi çizgisiyle yapmak idealdir. Bu sayede çizgi hem belli olmaz hem de iyi etki yapar. Far dışarıya, yukarıya doğru bir kanat gibi yayılmalı, hemen hemen kaşa kadar uzanmalıdır. Gerçek gözkapağı kıvrımının yerine, bir yenisini çizmek daha doğru olur. Bu çizgi göz kuyruğuna doğru biraz yükselmeli, hafifçe yayılmalıdır. Üst kirpiklerin orta kısmından yukarıya doğru kesik kesik bir çizgi çekilmelidir. Göz kuyruğunun yukarısına uçuk renk bir far sürülmesi, kirpiklerin kıvrılarak iyice rimellenmesi gerekir.

    (milliyet)

    FIRÇALARLA YÜZÜNÜZDE MUCİZELER YARATABİLİRSİNİZ


    İyi bir makyaj yapmanın sırrı da önce hafif ellerden sonra da iyi bir fırça takımından geçer...

    Dikkat edin makyözlerin kocaman çantaları vardır. İçinde her türlü fırça olur. Tıpkı ressamlar gibi. Çünkü makyaj yapmak tıpkı resim yapmak gibidir. Yüzünüzü bir tuval gibi düşünün ve bu fırçalarla ustaca oynamasını bilin. Fırçalarla renklerin iyice iç içe geçmesini sağlayın. Yani bol bol karıştırın. Çünkü makyaj yüzde ne kadar yokmuş gibi durursa o kadar başarılıdır. İşte fırçaların amacı da budur!

    Başarılı makyajın sırrı
    Kalıp gibi duran makyajdan daha itici bir görüntü yoktur. Şimdi sizlere makyajla ilgili çok önemli bir sır vereceğim:
    Öyle bir makyaj yapmalısınız ki erkekler sizin makyajsız ne kadar güzel olduğunuzu düşünmeli, kadınlar ise yüzünüzde azıcık makyaj olduğunu bilmeli. İşte dünyanın en başarılı makyajı budur!

    FONDÖTEN FIRÇASI
    Fondöteni ya avucunuzun içine ya da elinizin üzerine sıkın, bu fırçayla yüzünüze uygulayın. Bu sayede fondöteni yüzünüze eşit derecede sürebilirsiniz. Böylece yüzünüzde hiç fondöten yokmuş gibi bir görünüm elde edersiniz.

    PUDRA FIRÇASI
    Fırça ailesinin en büyüğüdür. Toz veya taş pudranızı mutlaka bu büyük fırça ile sürün. Büyüklüğünden dolayı hem yüzde pudrayı daha geniş dağıtır, hem de pudranın kalıp gibi durmasını engeller.

    FAR KARIŞTIRMA FIRÇASI
    Far fırçanızla farınızı sürdükten sonra bu fırça ile karıştırma işlemini yapmalısınız.

    KİRPİK VE KAŞ FIRÇASI
    Maskara sürmeden önce kirpiklerinizi mutlaka tarayın. Böylece kirpiklerinizi birbirinden ayırırsınız. Ardından maskara sürün. Kaşlarınızı boyamadan önce, arasına oturmuş pudra ve fondötenden kurtulmak mutlaka bu fırçayla tarayın.

    FAR FIRÇASI
    Biri koyu diğeri açık renk far için bu fırçalardan iki adet edinmelisiniz.

    RUJ FIRÇASI
    Rujunuzu bir ruj fırçasıyla sürerseniz dudaklarınızda daha güzel duracak ve uzun süre dayanacaktır.

    AYDINLATICI FIRÇA
    Elmacık kemiklerinin üzerine sürülen aydınlatıcı allıkları (highlighter) sürerken böyle bir fırça kullanmalısınız

    KAŞ FIRÇASI
    Kaşlarınızı kaş fırçası ile boyarsanız daha doğal görünüm elde edersiniz.

    ALLIK FIRÇASI
    Pudra fırçasından biraz daha küçüktür ve tam elmacık kemiklerini kavrayacak ebattadır. Allık kutunuzdan çıkan küçük kare allık fırçalarını sakın kullanmayın. Bu sizi Rambo gibi gösterir.

    PÜF NOKTALARI

    1. En iyi ve en kaliteli fırçaları satın almalısınız! Plastik kıllardan yapılmış olanlardan uzak durun. İyi bir makyaj elde edemezsiniz.
    2.Mutlaka her akşam kullandığınız fırçaları şampuanla yıkayın ve bir havlunun üzerinde kurumaya bırakın. Böylece her sabah tertemiz ve mis gibi kokan fırçalarla makyaj yapacaksınız. Fırçalarınızı her akşam yıkamanız şart. Zorlanıyorsanız iki günde bir yıkayabilirsiniz. Ama mutlaka yıkayın. Çünkü fırçaların üzerinde sürekli ürün, yağ, toz, kir birikiyor. Bu da fırçayı yüzünüze her sürdüğünüzde mikrop bulaştırmak demek.
    3.Fırçalarınızı ayrı bir makyaj çantasında taşıyın, makyaj ürünlerinizi koyduğunuz çantanın içinde değil. Böylece hem şekillerini uzun süre korurlar, hem de makyaj malzemelerine temas edip kirlenmezler.

    (ensonhaber)

    HAMİLELİKTE KUSMA VE BULANTIYI ÖNLEMENİN YOLU


    Hamilelik boyunca anne adaylarına rahatsızlık veren pek çok yakınma olabilir.

    Bunlardan biri de bulantı ve kusma.

    Hamileye veya bebeğe zararı olmayan ancak tedavi edilmesi gereken aşırı bulantı ve kusma Hiperemezis gravidarum olarak adlandırılıyor. VKV Amerikan Hastanesi Kadın Sağlığı Ünitesi uzmanlarından Dr. Senai Aksoy, bulantı ve kusma şikayeti olan anne adaylarına günde 3 yerine 6 öğün yemeleri gerektiğini söyledi.

    Hafif ve kuru besinler tercih edilmesi gerektiğini kaydeden Aksoy, hamilelikte sıvı alımının çok önemli olduğunu ifade etti. Aksoy “ Özellikle yemek yedikten bir saat sonra sıvı alınmalı. Bulantısı olan anne adayları stresten uzak durmalı, mümkün olduğunca dinlenmeli. Yatak istirahatı hatta gerekli olduğu takdirde hastanede damar yolu ile beslenme verilebilir” dedi.

    (yazete)

    DİYETSİZ NEŞTERSİZ İNCELMENİN KEYFİ


    4 hafta gibi bir sürede bu sorunlardan tamamıyla kurtulması mümkün.

    Selülit ve bölgesel fazlalıklardan kurtulmak isteyenlerin 4 hafta gibi kısa bir sürede bu sorunlardan tamamıyla kurtulması mümkün.Yaza az bir zaman kala selülit ve bölgesel fazlalıklardan kurtulmak isteyenlerin 4 hafta gibi kısa bir sürede bu sorunlardan tamamıyla kurtulması mümkün...

    Hanımların hormonal yapılarının neden olduğu bilinen selülitin tedavisinde özel bir diyete gerek kalmadan bölge başına yüzde 5-12 arasında incelme sağlayan AWT tedavisi basen, kalça, karın, bacak, kol bölgelerinde oluşan selülitleri kısa süre içinde ortadan kaldırarak vücudun farklı bölgelerinde yerleşen portakal kabuğu görünümüne son veriyor. Awt tedavisi uygulamasında ciltteki pürüzlerde tedavi ediliyor.

    SARKMALAR İÇİN İDEAL

    Şok dalgaları dediğimiz akustik dalgalar aynı zamanda bölgedeki yağ hücrelerini kırmakta ve yağ hücrelerinin içinde bulunan serbest yağ radikallerini ve gliserolleri ortaya çıkararak parçalamaktadır.

    Ülkemize gelen en yeni selülit tedavisi olan bu yöntem saniyede bin 500 metre hızla doku altına ulaşan mermilerin yaydığı akustik dalgalarla sellülitin yanı sıra bölgesel yağ fazlalıkları ve diyet sonrası oluşan sarkma -gevşeme problemlerine de çözüm getiren selülitin başlıca iki nedeni üzerine etki gösteren tek uygulama. AWT dermisin kalınlaşmasına ve yağ tümseklerinin azalmasına yardımcı oluyor. Yapılan çalışmalarda cilt elastikiyetindeki artış 3. ayda %71,6 olarak bildirilmiştir.

    YAZIN SAĞLIĞINIZDAN OLMAYIN

    Bilindiği gibi vücut yağları fazla olan insanlar kalp damar hastalıkları açısından riskli gruba girmektedirler. Özellikle yaz aylarında hava sıcaklığı nedeniyle bu risk daha da artmaktadır. Sıkça duyduğumuz kalp krizlerine bağlı ölüm oranları artış göstermektedir. Artık pek çoğumuzun bildiği gibi bel çevresi kalınlığı ve belirgin göbek, kalp hastalığı, yüksek tansiyon ve diyabet gibi hastalıkların habercisi olabiliyor.

    Karın içi yağlanmanın vücudun en önemli organları çevresinde bulunmaktadır. Kalp sağlığının göstergelerinden kabul edilen bel çevresi ölçümü Dünya kardiyoloji bilimi tarafından üst sınırının kadınlarda 88 cm erkeklerde ise 96 cm olarak kabul ediliyor, bunların üstündeki ölçüme sahip olanlarda kalp krizi riski oldukça yükselmekte.

    DİYETSİZ NEŞTERSİZ İNCELMENİN KEYFİ

    Özellikle karın yan bölgeleri, göbek, diz içleri basen yanları ve gıdı bölgelerindeki fazlalıklardan şikayetçi olanlara çözüm getiren neştersiz diyetsiz bir yöntem olan Lipodissolutin tedavisi yağ hücrelerinin iç ve dış ortamı arasında konsantrasyon farkı oluşturarak yağ hücrelerinin parçalanmasını sağlıyor.

    YÜZDE 30 İNCELME

    Lipodissolution kilo vermesine rağmen hâlâ istediği bölgelerde incelme sağlayamayanlar için etkili bir tedavi. C vitamini ve benzeri ilaçların sınırlı ve enjeksiyonlarla sorunlu bölgelere uygulanmasına dayanan işlem sonunda parçalanan yağ hücreleri suya dönüşerek idrar ve ter yoluya vücuttan atılıyor. Klinik çalışmalarda 6 hafta boyunca haftada 1 defa lipodissolution tedavisi bölgesel yağlarda %30 oranında azalma tespit edildi.

    Hücrelerin daha iyi oksijenlenmesini sağlayan ve her seansta 500 kalori yaktıran bu uygulama bölgesel yağ parçalayıcı Lipodissolution tedavisi ile birlikte uygulanıyor. Kombinasyonu metabolizmayı hızlandırma ve düzenleme etkisine sahip olan uygulama kilo fazlası çok olan kişilere etkili bir alternatif sunmuş oluyor.


    (yazete.com)


    Üstelik kadınlar erkeklerden iki kat daha fazla konuşuyor. Ancak bu kadınların genetik özelliklerinden kaynaklanıyor. Erkeklerin beyinlerinin sol tarafı evde geçici olarak devre dışı kalıyor...


    Kadınların, erkeklerden iki kat daha fazla konuştuğu belirtildi.

    Alman Freundin dergisinin haberinde, kadınların ağzından günde ortalama 23 bin kelime çıktığı, erkeklerin ise kadınların kullandığı kelime sayısının yarısıyla yetindiği belirtildi.

    Berlinli Psikolog Constanze Fakih, kadınlar ve erkekler arasındaki yanlış anlaşılmaların bundan kaynaklandığını tahmin ediyor.

    İletişim uzmanları Allen ve Barbara Pease, erkeklerin az konuşmasının beyinlerinden kaynaklandığını belirterek, erkeklerin beyinlerinin sağ tarafının gün boyu yapılan işlerle meşgul olurken, konuşma ve dinleme için görevli sol tarafın geçici olarak devre dışı bırakıldığını söylediler.

    Uzmanlar, bunun, erkeklerin akşam saatlerinde konuşmamasının nedeni olduğunu kaydettiler.

    (milliyet)

    3 Ocak 2010 Pazar

    KURU VE ÇATLAK DUDAKLARA SON VERİN


    Dudaklarınızın güzel görünmesini istiyorsanız herşeyden önce kurumuş ve çatlamış olmamalarını sağlamalısınız. Bunun için yanınızda taşıyacağınız bir çatlak kremini (lipstick) gerektiğinde sürmeniz yeterli olacaktır.

    Makyaja başladığınızda dudaklarınız çatlak olmamalı çünkü bunu bir anda gideremezsiniz. Ayrıca özellikle kışın, ruj seçiminizi dudak koruyuculu olanlardan yapmalısınız. Bazı pudralı rujlar güzel görünmelerine rağmen dudaklarınızı kurutabilir.

    Ruj sürmeye başlamadan önce ne kadar hafif makyaj yapıyor olsanız da dudak kalemi kullanmalısınız. Doğru sürülen bir dudak kalemi makyajın naturelliğinden hiç birşey eksiltmez. Önemli olan rengini doğru seçmek, süreceğiniz rujdan biraz daha koyu bir dudak kalemi kullanmalısınız. Dudaklarınız inceyse kalemi dudağın biraz dışından çekebilirsiniz ancak bunu abartmayın. Kalemin ucunun biraz küt olması daha yumuşak bir etki yaratacaktır. Keskin ve koyu renkte çekilmesi dudaklarızın doğallığını bozacaktır, günlük makyajda bundan kaçının. Dudak kaleminizi rujun üstünden de sürebilirsiniz, bu iki rengin daha iyi kaynaşmasını ve çizginin yumuşamasını sağlar.

    Makyaj uzmanları genelde rujun fırça ile sürülmesini tavsiye eder ama bunu özellikle günlük makyajınızda yapmasanız da olur. Ruju sürerken dudak kalemininde hafifçe üstünden geçmelisiniz, sürdükten sonra dudaklarınızı birbirine yapıştırıp biraz hareket ettirirseniz de olur. Rujun fazlasını da bir parça kağıt mendille alırsanız daha pürüzsüz görünürler. Sürdüğünüz rujun kalıcı olmasını istiyorsanız pek kolay çıkmayan ever-lasting rujlardan kullanabilir ya da dudaklarınızın kuruma problemi yoksa rujdan önce biraz pudra sürebilirsiniz.

    Rujun rengine gelince, modadan önce kendinize, yaptığınız makyaja ve gideceğiniz yere uygun olmasına dikkat edin. Mesela kahverengi tonlarında far kullanmışsanız kırmızı ya da pembe değil yine kahverengi tonlarında bir ruj kullanın. Gündüz, fazla iddialı renklerden kaçının, dudak renginizden biraz daha koyu ya da biraz daha açık, "ruj sürdüm" diye bağırmayan doğal renkleri tercih edin.


    (milliyet)

    GÜZELLİK UYKUSUNA ÖNEM VERİN


    Uykunun sizi güzelleştirdiğini biliyor muydunuz? Uyku sağlık açısından sayısız faydalarının yanı sıra güzellik için de çok önemli. Daha parlak bir cilt, zindelik ve hayat boyu sağlık için güzellik uykusuna önem verin.

    Ancak uykunun güzelliğinize katacağı olumlu etkilerden yararlanmak için hem doğru pozisyonda hem de vücudun ihtiyacı olduğu kadar uyumak gerekir. Formsante dergisinde geçtiğimiz yıllarda yayınlanan bir yazıda uykunun güzelliğe kattığı yararlar anlatılıyor.

    Güzellik uykusunun birinci şartı uykunun pozisyonu... En iyisi sırt üstü yatmak. Böylece göz altı torbacıklarının oluşmasını da kısmen engellemiş olursunuz. Ancak yan yattığınızda ağız ve burun bölgesinde kırışıklıklar oluşabilir. Yattığınız odanın ısısı da güzel bir uyku için önem taşır. Eğer yatak odası çok soğuk ise kişi kendisini yorganına çok fazla sardığından ısı fazlalığı oluşur, terler. Terleme yüzün şişmesine neden olur. Bu nedenle yatak odasının iyi havalandırılması, ısının da çok fazla ya da az olmaması önemlidir.

    Uykuya rahat geçiş

    Yatmadan önce gece kremi kullanmak son derece yararlı. Böylece bir yandan kullandığınız krem bir yandan da uykunun etkileri sizi rahatlatacak ve cilt güzelliğinize önemli katkılar sağlayacaktır. Ayrıca yatmadan önce içilen bir bardak ılık ballı süt hem uykuya dalmayı kolaylaştırır hem de vücut kendini daha rahat yenileyebilir.

    Yatmadan önce bir bardak su içmek de vücudun nem ihtiycını karşılar. Vücut, ihtiyacı olan sıvıyı alamazsa cildin en üst tabakasından nem almaya çalışır ve böylece ciltte kırışıklıklar meydana gelir. Bu nedenle özellikle gece yatmadan önce su içmeyi alışkanlık haline getirmek son derece yararlı olur.

    Yastığa, yorgana önem verin
    Uyku süresi vücudun güzellik programını tamamlayabilmesi için en az 5 saat olmalıdır. Bu süre içinde hücre yenilenmesi yaşanır. Ayrıca güzellik uykusuna önem veriyorsanız çok geç yatmamanızda da fayda var.

    Yatak seçiminde dikkat etmeniz gereken nokta ise ne çok yumuşak ne de çok sert olması. Yatağınız çok yumuşak olursa sürekli sağa sola dönme ihtiyacı hissedersiniz; bu da kan dolaşımı yönünden oldukça sakıncalıdır. Uyku için bir başka önemli nokta ise yastık seçimi. Yastığın boyutları ve yumuşaklık derecesi iyi ayarlanmalıdır. Yastığın çok yüksek ya da alçak olmaması ve boynu incitmemesi gerekir.

    (milliyet)

    KÜÇÜK VE SIKI KALÇALARA SİZ DE SAHİP OLABİLİRSİNİZ


    Dişiliğinizin sembolü kalçalarınızın biçimli ve sıkı bir görünümde olmasını istemez misiniz? Bu isteğiniz egzersiz, doğru beslenme ve kozmetikler sayesinde mümkün.

    Küçük, dar ve sıkı kalçalar...

    Kadın vücudunun en çok ilgi çeken bölgelerinden olan kalçaların biçimli olması aslında bir hayal değil. Biraz özen, bakım ve egzersiz kalçalarınızın forma girmesinde ve seksi bir görünüm almasında son derece etkili olabiliyor. Dişiliğin sembolü kalçalar için yapmanız gereken tek şey biraz zaman ayırmak ve gayret göstermek.

    Su için:

    Suyun yararları saymakla bitmiyor. Cilt üzerinde olumlu etkileri olan suyu asla ihmal etmeyin. Günde 13 bardak su içmeyi alışkanlık haline getirin.

    Egzersiz yapın:

    Sıkı ve biçimli kalçalara sahip olmak için bu bölgedeki kaslarınızı çalıştırmanız şart. Bunun için en ideal hareket şudur: Yere sırt üstü uzanarak kalçanızı 10 kere kaldırıp indirin. Daha sonra yukarıda 10 saniye kadar tutun. Bu hareketi 4 kez tekrarlayın. Bunun dışında yüzme, yürüyüş özellikle de bisiklete binmek de kalçalar için önerilen egzersizler arasında yer alıyor.

    Masaj yapın:

    Masaj kalçalar için de çok yararlı. Piyasada satılan masaj aletleri ile yapabileceğiniz gibi suyla da masaj yapabilirsiniz. Özellikle soğuk suyun basıncı kalçalarınızın sıkılaşması için ideal.

    Tuzdan kaçının:

    Tuzdan ve çok tuzlu yiyeceklerden uzak durun.

    Hareketli olun:

    Özellikle masa başında oturarak iş yapan kadınların büyük bölümünde alınan kilolar kalça bölgesine gidiyor ve zamanla dolgun kalçalar ortaya çıkıyor. Bu nedenle gün boyu hareketsiz kalmayın. Ofisiniz üst katlarda ise asansör yerine merdivenleri kullanın.
    Yürüyebileceğiniz mesafeler için arabanıza ya da toplu taşıma araçlarına binmeyin.

    (milliyet)

    MÜKKEMEL BİR BAYAN OLMANIN SIRRI


    Asla makyajı bozulmayan, saçı dağılmayan, cildi parlamayan, koşullar ne olursa olsun her zaman bakımlı ve derli toplu görünen "bayan mükemmel"lerden biri olmak ister misiniz?

    O zaman dikkat; özellikle yoğun çalışan kadınların, gün boyunca süren koşuşturma sırasında bile harika görünebilmesi için etkili taktikler veriyoruz...

    Bunlara göz alınca aslında işinizin o kadar da zor olmadığım sevinerek göreceksiniz. Kozmetik dünyasının son zamanlarda çıkardığı pratik ürünler de "hızlı güzellik" için en büyük yardımcınız olacak;

    Sabahları daha hızlı olmak için...

    Sabahları mümkün olduğunca hızlı olmanın en güzel yolu, yapılması mümkün olan her şeyi akşamdan yapmak: Böylece sabahları, o acelede, boş yere vakit kaybetmez ve rahatça hazırlanabilirsiniz. Bu, ayrıca, güne güzel bir biçimde başlamanın en iyi yolu...

    Saçlarınızı akşam yıkayın. Böylece hem sabah, duşta sadece vücudunuzu yıkayarak zaman kazanabilir, hem de akşam, daha çok vaktiniz olduğu için bakım yapabilir ve ipek gibi saçlara sahip olabilirsiniz.

    Akşamdan tüm kıyafetlerinizi kontrol edin ve mümkünse deneyin. Böylece sabahları bozuk bir fermuar ya da kopuk düğmelerle uğraşmak zorunda kalmazsınız.

    Kıyafetinize uygun olan çanta ve ayakkabıları seçmeyi ve bir önceki gün kullandığınız çantanın içinde yer alanları diğerine aktarmayı da unutmayın.

    Sabah kullanacağınız duş jeli ve vücut losyonu, eğer yarıdan daha az dolu ise onları akşamdan baş aşağı çevirin; böylece bir damla krem çıkarmak için dakikalarca uğraşmazsınız!





    Oje sürmek: Hızlı kuruyanların bile tam anlamıyla kuruması vakit alıyor ve bu arada hiçbir iş yapılamadığı için zaman kaybediliyor. O nedenle oje sürme işini bol vaktinizin olduğu bir zamana bırakmak ya da çok gerekliyse sadece bir cila sürmek daha akıllıca.

    Uygulaması kolay olmayan makyaj malzemelerini denemek ve bozulunca tüm makyajı yeni baştan yapmak, zorunda kalmak: Yenilikleri ve eyeliner sürmek gibi zor işleri akşam makyajına bırakmak en doğrusu!

    Naylon çorabı aceleyle giymek: Aceleyle giyilen naylon çorap, büyük ihtimalle kaçacaktır. Eğer yeni bir çorabınız yoksa ve etek giymek üzereyseniz, mecburen pantolon giymek zorunda kalacak ve uygun olanı ararken vakit kaybedeceksiniz.

    Telefona yanıt vermek ve sohbete dalmak: En iyisi, vaktiniz darken çalan hiçbir telefonu açmamak!

    (milliyet)

    GÖZ TİPİNİZE HANGİ MAKYAJ DAHA UYGUN


    Yüzümüze en çok kişilik kazandıran yerimiz gözlerimizdir. Bu yüzden her kadın için göz makyajı ayrı bir önem taşır. Göz makyajında genel kural, beğenilmeyen kısımları belirsiz hale sokmak, beğenilen tarafları iyice ön plana çıkarmaktır.

    Bu belirginliği sağlamak için, gece ya da gündüz kullandığınız renkler değişse de temelde ışıklandırıcı, rimel, fondöten, takma kirpik, eyeliner veya göz kalemi ile küçük hilelere başvurmakta yarar var.

    Çukur gözler:
    Göz bebeklerinin göz çukuruna gömük olmasından dolayı bir iki makyaj hilesi ile gözleri ön plana çıkarmak gerekir. Gözlerinizi daha belirgin hale sokmak için gözkapağınıza uçuk bir renk sürüp, farı çukurun hemen yukarısına kadar yaymalısınız. Gözkapağıyla kaşın arasına biraz kahverengi ya da gri far sürmek hoş bir görüntü yaratabilir. Kaşların altına ışıklandırıcı bir renk sürüp, göz kapağının tam ortasına da bu renkle bir nokta yapmalısınız. Ayrıca göze derinlik kazandırmak için gözkapağının normal kıvrımının biraz yukarısına bir çizgi çekip parmağınızla bu çizgiyi hafifçe yaymalısınız. Üst kirpiklerin dibine açık renk göz kalemiyle incecik bir çizgi çizilmesi de göz bebeğinin göz çukurundan ön plana çıkmasını sağlar.

    Patlak Gözler:
    Göz kapaklarının çok şişik ya da fırlak olması nedeniyle patlak gözler olarak adlandırılan bu tür gözlere uygulanacak makyajın püf noktası, gözkapaklarını koyu renk ve mat bir farla boyayarak saklamaktır. Böylece göz kapağı sanki daha gerideymiş gibi durur. Farı, kaşlara doğru biraz yaymalı ayrıca göz kuyruğundan alt kirpiklerin aşağısına doğru hafifçe uzatmalısınız. Kaşlarınızın altında pembe ya da ten rengi bir far kullanmanız da gözünüzü daha güzel gösterecektir. Gözkapağı kıvrımını koyu renkle belirtip, bu çizgiyi parmağınızla hafifçe yaymalısınz. Göz kalemiyle çizilecek bir çizgi de yine gözkapağını daraltabilir. Üst kirpikleri önce kıvırarak, sonra da kat kat rimel sürerek iyice belirgin hale getirmek dışarı fırlamış gözkapağınızı gizleyecektir.

    Ufak Gözler:
    Ufak gözleri daha güzel göstermek için, göz kapağının bir kısmını aydınlatıp, etrafındaki kısmı da sanki daha gerideymiş gibi göstermek gerekir. Bu sebeple önce gözün etrafına koyu renk far sürün. Yalnız üst gözkapağının göz pınarı kısmını boş bırakın. Farın, göz kuyruğunun yukarısında iyice koyu olmasına özen gösterin. Göz altına fardan ince bir şerit yapılması da gözlerinizi olduğundan daha geniş ve büyük gösterebilir. Üst gözkapağının pınar kısmına açık tonda bir far sürüp, bu farı gözkapağının yukarısına doğru yaymalısınz. Kaşın altına da aydınlatıcı bir boya sürmelisiniz. Boyama işlemini tamamladıktan sonra şimdi kirpiklerinizle oynamaya başlayabilirsiniz. Kirpiklerinize hacim verici rimel uygulamanız küçük gözlerinizi için iyi bir seçimdir.

    Yuvarlak gözler:
    Açık renk farlar göze genişlik kazandırır. Bu yüzden üst gözkapağınıza açık renk far sürün. Sonra aynı rengin koyu bir tonu ile göz çukuru kısmınıza boyut kazandırın. Daha sonra hem üst, hem de alt kirpiklerin diplerine kuyrukta biraz dışarıya doğru uzatacağınız ince bir çizgi çekin. Böylelikle yuvarlak olan gözleriniz, çektiğiniz bu ince çizgiler sayesinde biraz daha oval bir görünüm kazanacaktır.

    Şiş Gözkapakları:
    Kadınların korkulu rüyası sabah uyandıklarında şişmiş göz kapaklarıyla karşılaşmaktır. Ancak unutmayın ki bu korkunç görüntüyü renklerle ve birkaç makyaj hilesiyle gizlemek mümkün. Öncelikle bilmelisiniz ki, şiş gözlerin en büyük kurtarıcısı yeşil renkte fardır. Yeşil renkte bir far ile gözkapağını belirsiz, gözü de dikkat çekecek bir hale sokabilirsiniz. Orta koyulukta mat bir farla, göz pınarından başlayarak, üçgen oluşturacak biçimde kaşın ortasına doğru çıkıp, sonra gözün kuyruğuna doğru inmelisiniz. Gözkapağının ortasına parlak bir farla ufak bir nokta yapmalısınız. Gözkapağının kıvrımını ise koyu bir farla belirginleştirip göz kuyruğuna doğru biraz yaymalısınız. Sadece üst kirpiklere rimel sürürerek göz kapaklarınızı gizleyebilirsiniz.

    Birbirine yakın gözler:
    Gözün kuyruk kısmını dikkat çeken bir hale getirmek için kaşlarınızın arasını biraz açılmalısınız. Göz pınarlarının yanına, burnun köküne gözlerinizin biçimini gizlemek için açık renk bir karışım sürebilirsiniz. Far, gözkapağının ortasından başlayarak dışarı doğru yayılmalıdır. Gözkapağının kıvrımına çizilen çizgi de aynı noktadan başlayıp, dışa doğru uzanmalıdır. Göz kalemiyle çizilecek çizgi göz pınarının 1 santim kadar içerisinden başlamalı, bu da yine dışa doğru uzatılmalıdır. Ayrıca bu tür gözler için bir başka öneri de gözün dış kısmındaki kirpikleri rimel yardımıyla daha belirgin bir hale getirmek ya da takma kirpikle desteklemektir.

    Ayrık gözler:
    Gözleri birbirine yakınlaştırmak için burnun köküne koyu renk fondöten sürülmeli, kaşlara doğru yayılmalıdır. Bu sayede iki gözün arasındaki mesafe bir ölçüde kapanmış olacaktır. Gözün başlangıcından göz kuyruğuna doğru yay şeklinde bir çizgi çekerek bu çizgiyi göz kuyruğunda hafifletmelisiniz. Kaşın kuyruk kısmının altındaki derince yere, ışıklandırıcı bir renk verilmesi gerekebilir. Gözkapağı kıvrımı burna yakın yerde iyice belirgin hale sokulmalı, kirpik dibine çekilen çizgi de yine bu kısımda kalınlaştırılmalıdır. Gözkapaklarının orta kısmına doğru kirpiklerin iyice rimellenmesi ya da takma kirpik takılması da bu tip gözleri olduğundan daha biçimli gösterebilir.

    Aşağıya doğru sarkık gözler:
    Sarkık gözler yüze mutsuz bir ifade vereceğinden bu gözlere uygulanacak makyajda göz kuyruklarının yukarıya doğruymuş gibi bir görünüm kazanmasına çalışılmalıdır. Bu işi farla veya hafif bir göz kalemi çizgisiyle yapmak idealdir. Bu sayede çizgi hem belli olmaz hem de iyi etki yapar. Far dışarıya, yukarıya doğru bir kanat gibi yayılmalı, hemen hemen kaşa kadar uzanmalıdır. Gerçek gözkapağı kıvrımının yerine, bir yenisini çizmek daha doğru olur. Bu çizgi göz kuyruğuna doğru biraz yükselmeli, hafifçe yayılmalıdır. Üst kirpiklerin orta kısmından yukarıya doğru kesik kesik bir çizgi çekilmelidir. Göz kuyruğunun yukarısına uçuk renk bir far sürülmesi, kirpiklerin kıvrılarak iyice rimellenmesi gerekir.

    (milliyet)