12 Şubat 2008 Salı

Antioksidan Formül - Antioxidant Caps

Antioksidanların öyküsü serbest radikallerle başlar. Serbest radikaller, kirli havalarda, sigara dumanında, radyasyonda (ışınım), bitki koruma ilaçlarında, bozulmuş gıdalarda ve normal vücut metabolizmasında (yiyeceklerden enerji açığa çıkarma işlemi esnasında) bulunurlar. Serbest radikaller vücuttaki hücrelere saldırır ve tahrip eder. İlk saldırıda öncelikli olarak yeni bir serbest radikal oluşur ve kontrol edilemeyen zincirleme bir reaksiyon başlar. Serbest radikal saldırısı ve hücre zarının tahribatı "Oksidatif Zarar" olarak adlandırılır. Yiyecekler, kozmetikler, ilaçlar, sigara dumanı (Aktif veya pasif) ve modern yaşamın getirdiği diğer pek çok kir sayesinde de serbest radikal atağıyla karşı karşıya kalırız. İster dışarıdan gelsin ister vücut içinde oluşsun serbest radikaller vücut sağlığına zarar verir ve herhangi bir hasar vermeden önce etkisiz hale getirilmeleri gerekir. İşte bu amaçla formüle edilmiş olan Antioksidant Formül, antioksidan özellikleri ile bilinen ve birbirlerinin etkilerini sinerjetik olarak artıran Alfalfa özsu konsantresi, buğday filizi konsantresi Vitamin A (Beta karoten), Vitamin C, Vitamin E, Selenyum, Çinko, Glutatyon ve N-Asetil Sistein' den oluşan bir komplekstir. Ürünü oluşturan doğal bitki özleri, vitaminler ve mineraller antioksidan etkileri bilinen ve bu amaç için kullanılan maddelerdir. Bu maddelerin antioksidan etkileri aşağıda kısaca açıklanmaktadır:

Buğday Filizi: Klorofil açısından zengin bir kaynaktır. Antimutagenic (Ultraviyole ışınlar veya başka nedenlerle hücrelerin mutasyona-değişime uğramasını engelleyici) ve anti-oksidan etkisi vardır. Buğday filizi tüketimi vücudumuzdaki SOD (Süperoksit dismutaz) gibi doğal anti-oksidan enzimleri artırmanın en mükemmel yollarından biridir.

L-Glutathione (Glutatyon): Üç etkili bir anti-aging amino asit ve güçlü bir anti-oksidandır. Çünkü meyve ve sebzelerde bulunan üç amino asitten sentezlenir: L-sistein, L-glutamik asit ve glisin. Çalışmalar glutatyonun kansere, radyasyon zehirlenmesine, sigara içmenin ve alkol kullanmanın zararlı etkilerine karşı korumaya yardımcı olduğunu göstermiştir. Glutatyon, dünyadaki en uzun yaşam süresine sahip ülke olan Japonya' da popüler bir tamamlayıcıdır. ABD Tufts Üniversitesi' nde Yaşlanmada Beslenme Araştırma Merkezi' nin desteklediği yeni bir çalışma, glutatyonun yaşlanan bağışıklık sistemini sağlıklı tutmaya yardımcı olabileceğini ileri sürmektedir. Ayrıca glutatyon, vücudun iltihapsal tepkisinin neden olduğu iki hastalık olan alerjiler ve arterit (Bir atardamarın akut veya kronik iltihabı) için önceden beri kullanılmaktadır.

N-Acetyl Cysteine - NAC (N-Asetil Sistein - NAS): Vücudun ürettiği aminoasitlerden sistein’in bir formu olan NAS önemli bir antioksidan olan glutatyon’un üretilmesine yardım eder. Ayrıca NAS’ın kendisi de çok güçlü bir antioksidandır. Hücrede güneş, sigara, alkol gibi çevresel faktörlerin yarattığı serbest radikallere bağlı hasarların iyileştirilmesinde görevler üstlenen NAS özellikle cerrahi veya yanık sonrasındaki cilt oluşumunda rol alır. Sistein yüksek protein içeriği olan yiyeceklerde bulunurken NAS besinlerde bulunmaz. Mukus çözücü, bağışıklık sistemi güçlendirici etkileri olan NAS son dönemlerde bir cilt desteği olarak da adını duyurmaya başlamıştır.

Selenyum: Güçlü biir antioksidandır. Son yıllarda kanser, kalp hastalıkları ve karaciğer dokusunun harabiyetini önleme yeteneği ile ünlenmiş bir mineraldir. Selenyum, E vitamini ile etkileşerek çalışır. Kansere yol açan maddelere karşı korunma sağlar. Vücudumuz tarafından antikor üretiminde kullanılması ve akyuvarlarların yabancı mikro-organizmaları tanıma yeteneğini artırdığı için bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için gereklidir.

E Vitamini (Tokoferol): Vücudumuzda çok güçlü bir anti-oksidan etkisi vardır. Özellikle hücre duvarlarındaki lipitleri korur. Vitamin E, antioksidan bir enzim gibi çalışıp hücre zarının parçalanmasına engel olur. Serbest radikal oksidasyonuna (Çevresel kaynaklardan da meydana gelen son derece reaktif son ürün metabolizması) karşı duyarlıdırlar. E vitamininin antioksidan kapasitesi; kasların oksijen ihtiyacını azaltarak egzersiz kapasitesini artırmak için çalışır. Arteroskleroz (Damar sertliği) ve tromboza (Damarda veya kalpte kanın pıhtılaşması) karşı koruyucudur. E vitamininin önemli bir nörolojik rolü vardır ve sinirlerle kasların dejenerasyonunu önler.

C Vitamini (Kalsiyum Askorbat): Görevlerinin çoğunu güçlü bir anti-oksidan özelliğiyle çalışarak yerine getirir. Bu da, C vitamininin çok etkili bir serbest radikal nötralizörü (etkisizleştirici) olduğu anlamına gelir. Serbest radikaller, kanser ve kalp hastalığını da içeren pek çok ciddi hastalığın temeli olduğu düşünülen tahrip edici ve son derece reaktif moleküllerdir. C Vitamini kanserin çeşitli biçimlerine yol açabilen serbest radikallerin hasarını önlemeye yardım etmek için vücutta diğer antioksidanlarla beraber çalışır. C vitamini, suda çözünür bir vitamindir, bağ dokusu hücrelerini bir arada tutan madde olan kolajenin formasyonu için gereklidir. Kolajen ayrıca yeni hücre ve dokuların üretimi için de temeldir.



A Vitamini (Beta-Karoten): Beta Karoten, oksijen molekülünden serbest radikallerin oluşumunu önler. Beta-karoten provitamin A olarak adlandırılır. A vitamininin bütün fonksiyonlarının yanı sıra beta-karotenin serbest radikalleri etkisiz hale getirme özelliği vardır. Güneşten gelen ultraviyole ışınları, yalnızca kırışıklıklar ve clt kanseri geliştirmez aynı zamanda bağışıklık sistemi üzerinde de zararlı etkileri olabilir. Beta karoten cildimizi bu zararlı etkilere karşı korur ve bağışıklık sistemimizi geliştirir. Ayrıca bazı çalışmalar, genelde antioksidanların ve özellikle de beta karotenin kataraktın oluşmasını önleyebileceğini göstermiştir.



Çinko: Bu mineralin eksikliği bağışıklık sistemini şiddetli bir biçimde etkiler çünkü alfa-makroglobülin denen bağışıklık sistemindeki önemli bir proteinde bulunur. Bunun yanı sıra, çinko bazı toksik metallerin vücuttan atılmasına da yardım eder. Örneğin, kadmiyum ve kurşun - her ikisi de arabaların egzoz gazlarında mevcuttur. Çinko, normal hücre bölünmesi ve fonksiyonu için de gereklidir, yani anti-oksidan etkilerinin yanı sıra, hücreleri korumada da rol oynar.



Alfalfa: Besin değeri oldukça yüksek bir bitkidir. Vücudumuzdaki toksinleri, kanı ve karaciğeri temizleyici özelliğe sahiptir

0 yorum: